YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18559
KARAR NO : 2015/29393
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
Tebliğname No : 11 – 2012/133927
MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2012
NUMARASI : 2011/145 (E) ve 2012/71 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftira
1- Hükme esas alınan ekspertiz ve bilirkişi raporlarında, suça konu sürücü belgesindeki fotoğraf kenarlarının düzensiz kesildiği ve yuvasına uyum sağlamadığı, fotoğraf etrafında zamk bakiyelerinin bulunduğu, mevcut fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin
bulunmadığı hususlarının tespit edildiğinin, suça konu sahte sürücü belgesinin mahkemece plastik kap içerisinde incelendiğinin anlaşılması karşısında, belgede sahtecilik suçlarında, aldatma yeteneğinin takdiri hâkime ait olduğu cihetle; suça konu sahte nüfus cüzdanının getirtilip, bilirkişi ve ekspertiz raporundaki bulgular doğrultusunda, incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra belgenin aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiği belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve onun hakkında
soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerektiği cihetle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.02.2011 tarih, 2011/7120 esas sayılı iddianamesinde; sanığın aracını durduran görevlilere N.. B.. adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, daha sonra teyzesinin oğlu Ş.. Ş..’e ait kimlik bilgilerini vererek tutanakları bu isimle imzaladığı, ayrıca hakkında bu isimle trafik idari para cezası karar tutanağının düzenlendiğinin anlatılmış olması, dosya içerisinde bulunan 05.11.2010 tarihli tutanakta, sürücü belgesindeki sahteliğin polis memurlarınca hemen anlaşılması üzerine, sanık tarafından Ş.. Ş.. kimlik bilgilerinin verildiğinin tespit edilmesi karşısında, bu kişiye yönelik iftira suçunun unsurlarının oluşmayacağı; sanığın eylemi nedeniyle, Ş.. Ş.. hakkında, İzmir Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/2130 esas, 2011/1215 karar sayılı dosyası üzerinden “kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak” suçundan kamu davası açılmış, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatlar Bürosunun 10/11/2010 tarih 2010/18529 karar sayılı idari yaptırım kararı ile sürücü belgesiz araç kullanmaktan idari para cezası verilmiş, yine trafik idaresince 2918 Sayılı Kanun’un 23. maddesine muhalefetten 05/11/2010 tarih 408158 sayılı idari para cezası karar tutanağı düzenlenmiş ise de, “kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak” suçundan açılan kamu davası ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatlar Bürosunun 10/11/2010 tarih 2010/18529 karar sayılı idari yaptırım kararının iddianamede anlatılmadığı, beyanına göre trafik idari para cezası tutanağı düzenlenmesi şeklindeki eyleminde ise, sanığın işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engelleyip başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği cihetle, 5237 sayılı TCK’nun 267. maddesindeki suçun unsurları oluşmayacağı, ancak yalan beyanı ile tutanak düzenlenmesine sebep olması nedeniyle TCK’nun 206. maddesindeki suçun oluştuğu; hükmün konusunun iddianamedeki fiil olduğu gözetilmeden ve ek iddianame de düzenlettirilmeden iddianame kapsamı dışına çıkılarak, Ş.. Ş.. hakkındaki “kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak” tan açılan kamu davası da gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.