Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/18331 E. 2015/29029 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18331
KARAR NO : 2015/29029
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/130150
MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2012
NUMARASI : 2010/792 (E) ve 2012/13 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Sanığın kiraladığı evden taşınmasından sonra, bu ev içerisinde, bir torbada M. Ş. Ç. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve M. B. adına düzenlenmiş sahte C sınıfı sürücü belgesinin ele geçtiğinin ileri sürülmesi, sanığın evde buldukları torbayı ev sahibine bildirdiklerini savunması, sanıkla aynı evde kalan tanık B. G.’in anılan torbayı görmediğini, bununla birlikte yakalanan malzemelerin Oğuz’a ait olduğunu düşündüğünü, M.B. adına düzenlenmiş sürücü belgesindeki fotoğrafın Oğuz’un arkadaşı F.D.’ye, M.Ş.Ç. adına düzenlenmiş olan nüfus cüzdanındaki fotoğrafın ise Ahmet isimli bir kişiye ait olduğunu ileri sürmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, tanık Belgin’in ifadesinde adı geçen F.D. ve Ahmet isimli kişiler dinlenilip, bu kişiler hakkında suça konu belgeler için kamu davası açılıp açılmadığı araştırıldıktan; tespiti ve derdest olmaları halinde birleştirilip, sonuçlanmış olmaları halinde ise onaylı örnekleri alındıktan sonra yargılamaların birlikte yürütülüp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm verilmesi,
2- Kabule göre de; Suça konu sahte nüfus cüzdanı ile sürücü belgesinin farklı tarihlerde düzenlettirildiğine veya anılan belgelerin farklı yer ve zamanlarda kullanıldığına ilişkin dosya kapsamında bir bilgi bulunmamasına göre; F.D. ve Ahmet isimli kişilerin gerçek kişi olup olmadığının araştırılması, gerçek kişi olduğunun belirlenmesi halinde adına sahte belge düzenlenen gerçek kişiler yönünden sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasanın 43/2. madde kapsamında zincirleme şekilde sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması, aksi halde, iki hayali kişiye ait sahte belgelerin aynı anda ele geçirilmesinden ibaret eylemin, tek suçu oluşturacağı ve belge sayısı ile sanığın kastının yoğunluğu nazara alınarak TCK’nun 61. maddesi uyarınca alt sınırdan ayrılarak ceza tayini gerektiği gözetilmeden, eylemin iki ayrı suç olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Adli emanetteki telsizin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilemeyeceğinin, ancak TCK’nun 54/1. maddesi kapsamında olması halinde müsaderesine karar verilebileceğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.