Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/16825 E. 2015/31975 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16825
KARAR NO : 2015/31975
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2009/163673
MAHKEMESİ : İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2008
NUMARASI : 2008/10 (E) ve 2008/419 (K)
SUÇ : Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik

1- Sanık hakkında Akbank’a yönelik banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanığın sahte bilgilerle almış olduğu kredi kartını değişik tarihlerde kullandığı tespit edilmiş olmasına karşın sanığın eyleminin zincirleme biçimde banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayin edilmiş olması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Sanık hakkında Fortisbank’a yönelik banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ile özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanığın katılan M.. K..’nin kimlik bilgilerine ve kendi fotoğrafını haiz aslı ele geçmeyen fotokopiden ibaret sahte nüfus cüzdanı ile kredi kartı almak için Fortisbank ve Akbank’a başvurup sözleşme imzaladığı, ancak Fortisbank tarafından yapılan inceleme sonucu talebinin reddedildiği, Akbank’tan ise kredi kartı alıp kullandığının iddia ve kabul olunmasına göre; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 37/2. maddesinde yer alan “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler” şeklindeki düzenlemenin, sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/2. sahte üretilen bu kartın kullanılarak menfaat temin edilmesi halinde ise eylemin 245/3 maddesine temas eden suçu oluşturacağı cihetle; somut olayda, sanığın Akbank’a yaptığı kredi kartı başvurusundaki sözleşme ve eki belgelerinde yaptığı sahteciliğin TCK’nun 245/3. maddesi kapsamında kaldığı ve bu suçtan sanık hakkında hüküm kurulması nedeniyle ayrıca özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulamayacağı, Fortisbank’a yaptığı başvurunun ise yapılan inceleme sonucu talebinin reddedilmiş olması ve herhangi bir kredi kartı düzenlenmemiş olması nedeniyle bu bankaya yönelik eyleminin banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması ve özel belgede sahtecilik suçlarını değil sözleşme ve eki belgelerinde sahtecilikten ibaret eyleminin bir bütün halinde 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 37/2. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-İzmir Adli Emanetinin 2007/7117 sırasında kayıtlı M.. K..’ye ait Axess kredi kartı başvuru formu aslı ve kimlik fotokopisi ile adli emanetin 2007/13829 sırasında kayıtlı M.. K..’ye ait Fortisbank genel hizmet sözleşme aslı, ideal kart başvuru formu aslı, İkra Deri Ticaret Ltd. Şti’ye ait belge aslı ve sirküler fotokopisinin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/12/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.