Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/16725 E. 2015/30531 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16725
KARAR NO : 2015/30531
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2009/56525
MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2008
NUMARASI : 2008/101 (E) ve 2008/677 (K)
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması

I- Sanık D.. A.. hakkında M.. A..’ya yönelik eylemi nedeni ile kurulan hükme ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç isminin banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya kapsamından sanık D.. A..’ın, M.. A..’nın hamili olduğu bankamatik kartından para çekmek amacı ile diğer sanıkla fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği anlaşılmakla, “banka veya kredi kartının kötüye kullanılması“ suçunun işlenmesine TCK’nun 37. maddesi uyarınca asli fail olarak iştirak ettiği gözetilmeden, yardım eden sıfatıyla katıldığının kabulü ile TCK’nun 245/1. maddesine göre hükmolunan cezadan TCK’nun 39/2-c maddesi uyarınca indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suça konu bankamatik kartının aynı gün 10:03 ile 12:34 saatleri arasında kullanılmaya çalışıldığı, ancak para çekilemediği, böylece yarar sağlanamadığının anlaşılması karşısında zaman aralığı nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeyerek fazla ceza tayini;
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK’nun 43. maddesinin uygulanmasına ve sonuç cezanın belirlenmesine ilişkin bölümler çıkartılarak yerine ”D.. A..’ın neticeden 1 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 20 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” denilmek suretiyle sair yönleri eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık D.. A.. ve M.. E.. hakkında N.Ö.’ye yönelik eylemleri ile sanık M.. E.. hakkında M.. A..’ya yönelik eylemi nedeni ile kurulan hükümlere ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
1- Dosya içerisinde yer alan Balçova İlçe Emniye Müdürlüğünün 20/11/2007 tarihli parmak izi raporunda, kendisini M.. E.. olarak tanıtan ve bu kişiye ait sürücü belgesi ibraz eden sanığın aynı zamanda Tuncay Gültekin’e ait kimlik bilgilerini de kullandığının belirtilmesi; UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/725 Esas sayılı dosyasında hırsızlık suçundan yargılanan Tuncay Gültekin isimli bir şahsın, bu suçtan mahkum edildiği, ancak mahkumiyet kararı sonrası dosyaya T.G.’nin, hırsızlık suçunun işlendiği tarihte, mahkememiz iş bu dosyasında M.. E.. ismi ile tutuklu olduğunu belirten dilekçe sunulduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılabilmesi açısından, suç tarihinde kollukça yakalanan ve kendisini M.. E.. olarak tanıtıp, bu isim adına düzenlenmiş sürücü belgesi ibraz eden kişinin gerçek kimliği tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Dosya kapsamından sanıkların, fikir ve eylem birliği ile önceden aldıkları tertibatla N.Ö.’nün hamili olduğu bankamatik kartının ATM’ye sıkışmasını sağladıkları, ancak kartı ele geçiremeden polisin müdahalesi ile yakalandıkları, suça konu bankamatik kartı ile tuzak işlemlerinde kullanılan suç aletlerinin görevlilerce ATM’den çıkartıldığı ve sanıkların henüz bankamatik kartını ele geçirip haksız yarar sağlamak üzere kullanmaya teşebbüs edemediklerinin anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarih, 2010/17 Esas ve 2010/65 Karar sayılı ilamı da nazara alınarak; sübut bulan eylemlerinin TCK’nun 141/1 ve 35. maddelerinde düzenlenen hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde banka ve kredi kartının kötüye kullanılması suçuna teşebbüsten ceza tayini,
3- Kabule göre de;
a- Dosya kapsamından M.. E.. ismini kullanan sanığın, N.Ö.’nün hamili olduğu bankamatik kartından para çekmek amacı ile diğer sanık D.A. ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği anlaşılmakla, “banka veya kredi kartının kötüye kullanılması“ suçunun işlenmesine TCK’nun 37. maddesi uyarınca asli fail olarak iştirak ettiği gözetilmeden, yardım eden sıfatıyla katıldığının kabulü ile TCK’nun 245/1. maddesine göre hükmolunan cezadan TCK’nun 39/2-c maddesi uyarınca indirim yapılması,
b- Gerekçeli karar başlığında dolandırıcılığa teşebbüs olarak yazılan suç isminin banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması olduğunun gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı itibari ile kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.