Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/16605 E. 2015/29518 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16605
KARAR NO : 2015/29518
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/70273
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2011
NUMARASI : 2011/250 (E) ve 2011/770 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

I- Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belgenin duruşmaya getirtilerek aldatıcılık niteliği hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve emanete
aldırılarak denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiğinin gözetilmemesi ve sanığın imza yazı örneklerinin temin edilip sahte senet üzerindeki keşideci imzasının sanığın el ürünü olup olmadığına yönelik bilirkişi incelemesi yapılmasından sonra sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde yalan tanıklık suçundan ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule görede;
II- 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç
hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, sanığın savunmasında bonoları farklı isimler adına aynı zamanda düzenlediğini belirtmesi karşısında aynı zamanda yapılmış tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği ve birden çok sahte senedin düzenlenmesi ve kullanılması olgusunun 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde, sahtecilik suçunun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK’nun 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
III- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde
hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2015
gününde oybirliği ile karar verildi.