YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1638
KARAR NO : 2014/21412
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/338516
MAHKEMESİ : Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2010
NUMARASI : 2009/119 (E) ve 2010/222 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve iftira
1- Sanığın, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak kardeşi C.. D..’nın kimlik bilgilerine göre doldurulmuş sahte nüfus cüzdanını Antalya Nüfus Müdürlüğünden, sahte sürücü belgesini ise Batman Emniyet Müdürlüğünden çıkartıp suç tarihinde yakalandığında bu belgeleri jandarma görevlilerine ibraz etmek şeklinde sübutu kabul olunan eylemlerinin, 5237 sayılı Kanunun 204/1, 43/1. maddeleri kapsamında zincirleme biçimde tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak soruşturma sırasında, “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” ve “sahte nüfus cüzdanı almak” suçlarından ayırma kararı verildiği anlaşılması karşısında; mükerrer yargılamanın önlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi açısından, tefrik edilen soruşturmanın akıbeti araştırılıp, açılmış olan kamu davası/davaları varsa bu davalara ilişkin dosyaların celp edilip, incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, birleştirme olanağının bulunması halinde kamu davalarının birleştirilmesi aksi takdirde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya intikalinin sağlanması, belgelerin kurumdan alınıp alınmadığının ve eğer kurumdan alınmış ise hangi dayanak belgelere istinaden alındığının araştırılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
2- TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için failin önce bir suç işlemesi daha sonra bu suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla adli makamlara başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini vermesi gerekmektedir. Somut olayda, 5-6 yıl önce askeri birliğinden kaçan ve suç tarihinde yapılan ihbar üzerine jandarma görevlilerince yakalanan sanığın, faili belirsiz bir suç soruşturması sırasında fail olarak yakalanmadığı gibi olayda, kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği cihetle, 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkında saklı tutulmasına, 11.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.