Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/16197 E. 2015/29473 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16197
KARAR NO : 2015/29473
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/82353
MAHKEMESİ : İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2011
NUMARASI : 2010/47 (E) ve 2011/1037 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

1- Resmi belgede sahtecilik suçu ile ilgili yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; sanığın önceden doğan borcuna karşılık aynı anda katılan vekiline verdiği suça konu senetleri değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmadığı, bu itibarla zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı, ancak belge sayısı ve çeşitliliğinin temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden TCK’nun 43. maddesinin tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi,
2- Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Diğer yandan ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı gözetildiğinde; sanığın suça konu senetleri katılana olan borcu nedeniyle düzenleyip verdiği iddia ve kabul edilen olayda; sanığın unsurları oluşmayan atılı dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
3- Müşteki A.. Ö..’in suça konu senetlerden kaynaklanan alacaklarını tahsil ettiğini beyan etmesi karşısında; senetlerin ne şekilde ve hangi tarihte tahsil ediliği araştırılıp sonucuna göre sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 12.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.