Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/15462 E. 2014/4369 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15462
KARAR NO : 2014/4369
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/120236
MAHKEMESİ : Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2013
NUMARASI : 2012/814 (E) ve 2013/39 (K)
SUÇ : Mühür bozma

I- Sanık hakkında 27.10.2010 ve 10.11.2010 tarihli “mühür bozma ve su hırsızlığı” suçlarından açılan kamu davasında 01.11.2011 gün ve 2011/127-627 esas ve karar sayılı kararla sanığın her iki suçtan mahkumiyetine hükmolunduğu ve kararın Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi sonrasında, dava dosyasının, “02/07/2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrasına göre işlem yapılması” için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iade edilmesinden sonra mahkemece 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi gereğince değerlendirme yapılmak üzere dava dosyasının ele alındığı, bu aşamada Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/220 Esas sayılı dosyasına konu 26.03.2012 tarihli iddianame ile, sanığın katılan kurum tarafından su sayacı sökülüp mühürlenmesine rağmen 30.12.2010 tarihinde mührü kırarak doğrudan bağlantı yapmak suretiyle su hırsızlığı ve mühür bozma suçlarını işlediği iddiası ile açılan kamu davasının bu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, 01.11.2011 günlü hükümden sonra 6352 sayılı Yasa gereğince mahkemece sadece “su hırsızlığı” suçundan ve birleştirilen dosyaya konu 30.12.2010 tarihli mühür bozma eylemi ile ilgili değerlendirme yapılması gerektiği ve 27.10.2010 ve 10.11.2010 tarihli mühür bozma suçundan verilen 01.11.2011 tarihli mahkumiyet kararının geçerliliğini koruduğu gözetilmeden, 17.01.2013 gün ve 2012/814 Esas ve 2013/39 karar sayılı kararla sanık hakkında her iki suçtan değerlendirme yapılarak “su hırsızlığı” suçundan mahkumiyetine, 27.10.2010 ve 10.11.2010 tarihli eylemlerde dahil “mühür bozma” suçlarından ise mühürleme tutanaklarının mevcut olmadığından bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; dosyada suretleri mevcut 04.10.2010, 27.10.2010 ve 10.11.2010 tarihli kaçak su kullanım tutanaklarında su tesisatının tel mühür ile mühürlendiğinin belirtilmesi karşısında; mühürleme ön koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından katılan kurumdan 30.12.2010 tarihli fek tutanağından önce tanzim edilen en son tarihli mühürleme tutanağı getirtilip incelendikten sonra sanığın eylemlerinin sübutu halinde mahkemenin 2011/127 Esas sayılı dosyasına konu 27.10.2010 ve 10.11.2010 tarihli eylemler ile birlikte zincirleme biçimde tek bir mühür bozma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
II- Dosyada mevcut Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 15.12.2011 tarih ve 2011/28696 esas sayılı iddianamesi ile aynı adreste bulunan su aboneliği ile ilgili düzenlenen 04.10.2010 ve 24.11.2010 tarihli mühür bozma eylemlerinden açılmış ve halen derdest olan Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/832 Esas sayılı dosyasının mevcut olması karşısında; ilk iddianame tarihine kadar tespit edilen eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek suç olacağı da gözetilerek, mükerrer yargılama yapılmasının önlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin varlığının tespiti bakımından; sanık hakkında açılan Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/832 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi, mümkün olmaması halinde ise ilgili dosyanın bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup suç tarihleri de nazara alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
III- Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Mahkemenin 01.11.2011 tarih 2011/127 Esas sayılı dosyası yönünden; 5271 sayılı CMK’nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, suç tarihi itibariyle engel sabıka kaydı bulunmayan ve hükmolunan cezası ertelenen sanık hakkında hükümden önce, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması,
2- Zincirleme suç nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesi uyarınca hükmolunan temel hapis cezasında 1/4 oranında artırım yapılırken 6 ay hapis cezasının 7 ay 15 gün yerine 8 ay olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.