Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/14213 E. 2015/29192 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14213
KARAR NO : 2015/29192
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/398422
MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2011
NUMARASI : 2010/751 (E) ve 2011/533 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık

1-”Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Sanığın savunmasında yüklenen suçu kabul etmemesi ve şikayetçiyi tanımadığını belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi amacıyla suça konu araç muayene işleminde yer alan yazı, rakam ve imzaların sanığa ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanık ile şikayetçinin yüzleştirilmeleri ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-”Dolandırıcılık” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılarak sanığın kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekli olup, dolandırıcılık suçunun hileli hareketler unsurunun ,kime yöneldiği, bir başka anlatımla, sanığın gerçekleştirdiği kabul edilen hilenin kimi kandırabilecek nitelikte olduğu saptanmalıdır. Buna göre olay tarihinde araç sahibi M.. D..’nin aracının işlemlerini yapması için sanığa 300 TL ile birlikte aracın ruhsatını verdiğini ve birkaç gün sanıktan muayenesi yapılmış şekilde ruhsatı teslim aldığını beyan etmesi, sanığın savunmasında, araç sahibinden sadece evrakları aldığını arabayı almadığını belirtmesi karşısında, araç muayene edilmeden sadece ruhsat üzerinden geçerli bir muayene işlemi yapılamayacağını bilebilecek durumda olan M.. D..’ye yönelik, sanığın, suçun unsuru olan hileli eylemi ne şekilde gerçekleştirdiği karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
b-Sanığın suça konu motorlu araç trafik belgesine sahte bir sayfa eklediği ve bu sayfada sahte muayene işlemi yaptığının iddia ve kabul olunduğu olayda, 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında; aynı anda işlenen
eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu belgelerin aynı anda ele geçirilmesi ve farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil bulunmayıp, TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK.nun 43. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.10.2015
gününde oybirliği ile karar verildi.