Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/14027 E. 2015/30615 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14027
KARAR NO : 2015/30615
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/375952
MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2011
NUMARASI : 2009/551 (E) ve 2011/189 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
I- Hüküm tarihlerinden sonra, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
II- Kabule göre de;
1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/9-88 esas, 2011/116 karar numaralı 07.06.2011 tarihli kararında da açıklandığı üzere kesin olarak verilen adli para cezalarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 305. maddesi uyarınca tekerrüre esas oluşturmayacağı, ayrıca önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten veya infazından sonra, yeni bir suçun işlenmesi halinde maddede yazılı diğer şartların da bulunması durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği cihetle; sanık Ö.. S.. hakkında 58. madde uyarınca tekerrüre esas alınan Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/206-239 karar sayılı ilamının 03.03.2009 tarihinde kesinleştiği, Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/100-315 sayılı ilamın ise 16.09.2008 tarihinde kesinleştiği, sanık E. S.’ın tekerrüre esas alınan Muş Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/285-111 E-K. sayılı ilamının kesin olarak verilen doğrudan para cezası olduğu gözetilmeden tekerrür hükümlerinin yanlış uygulanması;
2- Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi bu konuda karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde şartla salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı, bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında tayin ve tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.