Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/13961 E. 2015/30851 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13961
KARAR NO : 2015/30851
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/39912

MAHKEMESİ : Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2011
NUMARASI : 2010/173 (E) ve 2011/542 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1-Sanığın ortağı olduğu şirket tarafından alınan mallara karşılık katılana verilen üç adet senedin düzenleyen imzasının sahte olarak atıldığı iddiası ile açılan davada, senette bulunan yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olması zorunlu olmayıp, başka kişilere de doldurtularak oluşturulan senetteki sahteliği bilerek kullanmanın da suç teşkil edeceği cihetle; senetlerin şirket çalışanı A.. C.. tarafından müşteki şirkete verildiği, A.. C..’ın, imzanın bizzat sanık tarafından gözü önünde atıldığına dair beyanına rağmen, senet düzenleyeni imzasının sanığın eli ürünü olmadığının adli tıp kurumu fizik ihtisas dairesi raporu ile belirlendiği, şirketi yönetime yetkili şirket ortağı E.A.’ın da şirket adına senetler düzenlediğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, şirketi temsile yetkili diğer ortak E.A. tanık sıfatıyla dinlenerek, senet üzerindeki yazı ve imzaların onun ve senetleri veren eski çalışan A.. C..’ın eli ürünü olup olmadığına dair bilirkişi raporu aldırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Emanetin 2007/789, 2010/614 sırasına kayıtlı suça konu belgeler hakkında bir karar verilmemesi,

Kabule göre de;
3-Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, suça konu senetler üzerinde, duruşmaya getirtilip incelenmek ve özellikleri tutanağa geçirilmek suretiyle gözlemde bulunulmadan, aldatma niteliğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, senet asılları denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan, karar verilmesi,
4-5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil bulunmayıp, suça konu senetlerin aynı tarihte verililip verilmediği araştırılarak, aynı anda verilmiş ise TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, eksik inceleme ile temel cezanın TCK.nun 43. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.