Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/13959 E. 2015/29629 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13959
KARAR NO : 2015/29629
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/39890
MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2011
NUMARASI : 2011/639 (E) ve 2011/648 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

I) Sanık hakkında ”dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
1- Sanık hakkında, TCK’nun 157/1. maddesine göre, gerekçesi gösterilmek suretiyle alt sınırdan hapis cezası takdir edildiği halde, farklı bir gerekçe gösterilmeden, aynı gerekçelerle, hapis cezasının yanında hükmolunan temel gün para cezasının tayininde çelişki oluşturacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması,
2- Sanık hakkında kurulan hükümde TCK.nun 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin Çay Sulh Ceza Mahkemesinin 16/01/2008 gün 2007/9-2008/3 Esas ve Karar sayılı ilamı ile verilen 2000 TL adli para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Yasa’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 157/1. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına miktarının 5 gün, TCK’nun 168/2. maddesinin uygulanmasıyla 2 gün, karşılığı takdir olunan 20,00 TL ile sonuç gün sayısının çarpılması sonucu 40,00 TL’ye indirilmesine ve tekerrüre ilişkin kısmın hükümden çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II – Sanık hakkında ”resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1- Yargıtay İBK’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ile Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı ve benzer kararlarında açıklandığı üzere, kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk
Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Dosya içinde bulunan suretine göre; suça konu senedin, Türk Ticaret Kanununda sayılan ve kambiyo niteliği taşıması için zorunlu unsurlardan olan “tanzim tarihi”ni ihtiva etmediği, yine senette keşideci borçlu yönünden TTK’nun 688/6. maddesi hükmüne göre keşidecinin adı ve soyadı yanında yazılı ve idari birim olarak kabulü mümkün bir yer ismi de bulunmadığı anlaşılmakla, bono vasfı taşımayan suça konu senedin, resmi belge niteliğinde olmayıp özel belge hükmünde olduğu, yüklenen eylemin de ‘özel belgede sahtecilik’ suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde “resmi belgede sahtecilik” suçundan hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında kurulan hükümde TCK.nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin Çay Sulh Ceza Mahkemesinin 16/01/2008 gün 2007/9-2008/3 Esas ve Karar sayılı ilamı ile verilen 2000 TL adli para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, 14.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.