Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/13763 E. 2015/27235 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13763
KARAR NO : 2015/27235
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/406074
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2011
NUMARASI : 2010/1067 (E) ve 2011/960 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

I- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1- Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanığa yüklenen suç neticesinde meydana gelen somut bir zarar bulunmadığı gözetildiğinde, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hükmolunan hapis cezası ertelenen sanık hakkında, “geçmişteki hali,
katılanın zararını gidermemesi ve suç işleme hususundaki eğilimine göre cezası ertelendiği takdirde bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkememize kanaat gelmediğinden” şeklindeki çelişkili gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun
uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 51/7-8. maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın kısmen veya tamamen infazına karar verileceği ve denetim süresini iyi halli olarak
geçirdiği taktirde cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususunun kararda belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
II- Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık
suçunun oluşmayacağı cihetle; sanık, birinci ciranta E.. D.. ve ikinci ciranta M.. U.. K..’ın birlikte düzenledikleri suça konu senetleri üçüncü ciranta Y.. T..’a daha önceden doğmuş borç nedeniyle verdiklerinin, Y.. T..’ın da senetleri ciro ederek aldığı mal karşılığında katılan şirkete verdiğinin anlaşılması karşısında, suça konu senetlerin Y.. T..’a yönelik önceden doğmuş borç için verilmesi,
sanık tarafından katılana karşı gerçekleştirilen herhangi bir hileli davranışın da bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden ve sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nun 53/4. maddesi uyarınca anılan Yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2015
gününde oybirliği ile karar verildi.