Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/13647 E. 2015/31399 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13647
KARAR NO : 2015/31399
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/43596
MAHKEMESİ : Silifke Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2011
NUMARASI : 2009/44 (E) ve 2011/198 (K)
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği

Sanık O.. Ü.. ve müdafiinin sadece mahkumiyet hükümlerini temyiz ettikleri gözetilerek yapılan incelemede:
I- Sanıklar E.. O.., C.. V.. ve R.. C.. hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirakten kurulan beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle adı geçen sanıklar hakkındaki beraat hükümlerinin istem gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar S.. K.., O.. Ü.., A.. T.., M.. U.. ve O.. Ü.. hakkında sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar O.. Ü.. ve O.. Ü.. ile sanıklar S.. K.., O.. Ü.., A.. T.. ve M.. U.. müdafiilerinin temyiz itirazlarına gelince;
1) İddianamede 1, 2 ve 3. olay olarak yer alan 2008/15, 2006/55 ve 2008/13 sayılı yapı ruhsatlarına ilişkin sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıklar O.. Ü.. ve O.. Ü.. ile sanıklar S.. K.., O.. Ü.., A.. T.. ve M.. U.. müdafiilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Dosyada mevcut belgeler ve beyanlardan anlaşılacağı üzere, …… K. Mahallesi ….parsel nolu taşınmazın mülkiyetinin mağdur A.. B..’na ait olduğu, S. ilçesinde serbest inşaat mühendisliği yapan sanık M.. U..’un ise bu arsanın satın alınması aşamasında ve arsa ile ilgili bir takım işlemleri yapma konusunda akrabası olan mağdura yardımcı olduğu, mağdurun taşınmazın bulunduğu yerde yaşamaması nedeniyle sanık M.. U..’un bu taşınmazın bazı işlemleri ile ilgilendiği ancak mağdurun bilgi ve rızası dışında, vekaletnamesi olmamasına rağmen diğer sanıklara vekaletnamesi olduğunu, vekaletnamesini daha sonra getireceğini söyleyip, mağdur yerine suça konu belgelere sahte imza atarak H.. D.. isimli sanığın kullandığı kaynakçı dükkanı için 09/04/2008 tarihli 2008/15 sayılı yapı ruhsatı, E.. O.. isimli sanığın kullandığı kasap dükkanı için 11.12.2006 tarihli 2006/55 sayılı yapı ruhsatı, C.. V.. isimli sanığın kullandığı oto yıkama dükkanı için 04.04.2008 tarihli 2008/13 sayılı yapı ruhsatının belediyede çalışan kamu görevlilerince sahte olarak düzenlenmesine sebep olduğu olayda; sanık M. “kendisinde vekaletname olmadığını diğer sanıkların bildiğini” iddia etmesine rağmen, belediyede çalışan sanıklar ile beraat eden kiracı sanıkların “sanık M.’un mağdura ait taşınmaz ile ilgili işlem yapma konusunda vekaleti olduğunu” söylediğini, istikrarlı olarak her aşamada beyan etmeleri karşısında, sanıkların diğer sanık M. ile birlikte katılana zarar vermek bilinç ve iradesiyle ile sahtecilik kastıyla hareket ederek sahte yapı ruhsatları düzenlenmesine iştirak ettiklerine dair yeterli delile ulaşılmamış olması nedeniyle belediyede çalışan kamu görevlileri olan sanıklar S.. K.., O.. Ü.., A.. T.. ve O.. Ü..’ın “sanık M.’un mağdur adına vekaletnamesi olup olmadığını hususunda yeterli inceleme ve araştırma yapmadan suça konu yapı ruhsatlarını imzalamaları” şeklinde gerçekleşen eylemlerinin görevi ihmal suçunu, sanık M.’un sabit olan eylemlerinin ise “kamu görevlisi olan sanıkların, sanık M.’un sahtecilik eylemlerine iştirakleri sabit olmadığından” TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, ayrıca 11.12.2006 tarihli 2006/55 sayılı yapı ruhsatı yönünden diğer eylemler ile olan zaman aralığı ve yeniden suç kastı nedeni ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi uyarınca “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğundan 09/04/2008 tarihli 2008/15 sayılı yapı ruhsatı ile 04.04.2008 tarihli 2008/13 sayılı yapı ruhsatına dair mahkumiyet hükümleri yönünden kendi içinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek ve her eylemden ayrı mahkumiyet hükmü kurularak fazla ceza tayini,
2) İddianamede 4. olay olarak yer alan 2006/58 sayılı yapı kullanma izin belgesine ilişkin sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede ise;
…..Belediyesinde Fen İşleri Müdür vekili olarak çalışan sanık A.. T..’in “R.. C.. mağdur olduğunu elektrik bağlatmak istediğini söyleyince iyi niyetle kendisine yapı ruhsatı olmadığı halde yapı kullanma izin belgesi tanzim edip verdiğine” ilişkin ikrarına rağmen sanık M.’un bu belgede kendisine ait görünen imzayı inkara yönelik savunması karşısında, imzanın aidiyeti hususunda sanık M.’un yeniden beyanına başvurulması, gerekirse istiktab suretiyle alınacak imza örnekleriyle, suç tarihinden önce resmi kurumlar nezdindeki imzalarını taşıyan belge asılları da getirtildikten sonra, suça konu belgedeki imzanın sanık M.’un eli ürünü olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması ve sonucuna göre toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu yönünden sanıkların iştirak iradeleri ile suç işleme kasıtlarının somut olayda ne surette gerçekleştiğinin yöntemince tartışılıp irdelenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3) Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcsı ve sanıklar O.. Ü.., O.. Ü.. ile sanıklar S.. K.., O.. Ü.., A.. T.. ve M.. U.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.