Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/1341 E. 2014/21132 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1341
KARAR NO : 2014/21132
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/231474
MAHKEMESİ : Finike Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2009
NUMARASI : 2007/464 (E) ve 2009/502 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Gerekçeli kararda yanlış gösterilen suç tarihinin 26.09.2005 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, kendilerini vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Sanığın, müştekilerce hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle avukatı aracılığı ile açtığı menfi tespit davasında Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/342 Esas sayılı dosyasına delil olarak sunduğu 21.07.2005 tarih ve 3901 sayılı “51.000” TL bedelli tediye fişindeki “1” rakamını ve yazı ile bedelin gösterildiği “Elli Bir Bin Yeni Türk Lirası” ibaresini sonradan eklemek suretiyle yapılan ödeme miktarını fazla gösterdiğinin iddia ve kabul edilmesi, müştekilerin aşamalardaki beyanlarında, sanığın kendilerine iki adet “1.000” TL’lik tediye fişini imzalattığını, ancak açtığı davada ibraz ettiği 21.07.2005 tarihli belgede “1” rakamından önce gelen “5” rakamını, 15.08.2005 tarihli belgede ise “1” rakamından sonra gelen “0” rakamını yazmak suretiyle tediye fişi bedellerini yüksek gösterdiğini beyan etmeleri, 05.07.2005 tarihli kriminal raporda 15.08.2005 tarihli belgedeki “0” rakamının üzerinden gidildiği ancak “0” rakamının belge aslında da mevcut olduğunun tespit edilmesi, suça konu belge hakkında düzenlenen 15.02.2007 tarihli kriminal raporda ise “1” rakamının aynı hanedeki diğer rakamlara göre konum-pozisyon bozukluğu taşıdığı, fulaj ve kalem mürekkep izi yönünden farklılık gösterdiği, yazı ile bedelin gösterildiği “Elli Bir Bin Yeni Türk Lirası” ibaresi ile “1” rakamının aynı kalem ile yazıldıklarının belirtilmesi, adli emanette bulunan belge aslı mahkemece incelenmeden kararın verilmiş olması karşısında: maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, müştekiler K.. T.. ve C.. T..’un yeniden beyanları alınarak kriminal raporlardaki tespitler ile kendi ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/342 Esas sayılı menfi tespit davası ile Finike İcra Müdürlüğünün 2005/597 Esas sayılı dosyasının akıbetlerinin araştırılması ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, mahkumiyet hükmünün konusunu teşkil eden emanette kayıtlı suça konu sahte belge celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5271 sayılı CMK’nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçu neticesinde meydana gelen somut zararın nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılıp gösterilmeden, suç tarihi itibarıyla engel sabıkası da bulunmayan sanığın hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine “zararın karşılanmadığından bahisle” yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, yasaya aykırı,
Sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü, 3167 sayılı Kanunun 13/1. maddesine muhalefetten verilen mahkumiyetin ise 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlükten kaldırılarak 3167 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen çek defterini geri vermeme fiilinin ise suç olmaktan çıkarıldığı anlaşılmakla, hükümden önce 08.02.2008 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik CMK’nun 231. maddeleri uyarınca; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.