Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/12694 E. 2014/18309 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12694
KARAR NO : 2014/18309
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/318262
MAHKEMESİ : Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2010
NUMARASI : 2009/453 (E) ve 2010/521 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı, 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de failde belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, sanık M.. G..’ün işleri birlikte yürüttüğü diğer sanık S.. Ç..’a ait iki adet çeki yetki belgesi olmadığı halde onun adına imzalayarak katılana verdiği iddiası ile açılan kamu davasında; sanıkların aşamalarda çeklerin sanık Selda’nın rızası dahilinde diğer sanık Mustafa tarafından keşide edildiğini ve katılana verildiğini savunmaları, dosya kapsamından da borçlarını kabul ettiklerinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti ve sanıkların suç kastının tayini bakımından, daha önce de sanık M.. G.. tarafından S.. Ç..’a ait çeklerin bu şekilde katılana veya başkalarına verilip verilmediği ile çek karnesini veren bankadan bu yolla keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulması, dava konusu çeklerden dolayı varsa icra takip dosyasının getirtilip incelenmesi, borca itiraz veya ödeme bulunup bulunmadığının araştırılması ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilip sanıkların sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Suça konu çeklerin keşide tarihleri 30.05.2005 ve 30.06.2005 olarak görünmekte ise de; dosya içeriğinden çeklerin katılan tarafından 24.11.2004 tarihinde bankaya ibraz edildiğinin ve bu suretle 765 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu dönemde keşide edilerek katılana verildiğinin anlaşılması karşısında; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Dosya kapsamından suça konu çeklerin aynı anda mı yoksa farklı tarihlerde mi verildiğinin anlaşılamaması ve 5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesinde 765 sayılı Yasanın 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmadığı cihetle, 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti yönünden, suça konu çeklerin aynı anda mı yoksa farklı tarihlerde mi verildiğinin sanıklardan ve çeklerin verildiği katılan F.. B..’nden sorulmak suretiyle araştırılıp, sanıkların cezasının teselsül edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.