Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/1198 E. 2014/20796 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1198
KARAR NO : 2014/20796
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/13106
MAHKEMESİ : Dinar Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2008
NUMARASI : 2006/873 (E) ve 2008/24 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, yalan beyanda bulunmak

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-TCK’nun 206. maddesindeki “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaata göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
Somut olayda; yapılan aramada üzerinden H. G.. adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi çıkan sanığın arabasında yapılan aramada, 07.08.2006 tarihinde hız sınırını ihlal ettiğinden bu sürücü belgesi üzerinden trafik ceza tutanağı düzenlendiği, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan H.G.. adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ederek kendisini bu isimle tanıtan sanık hakkında düzenlenen tutanak ve belgelerin beyanına göre değil, ibraz ettiği sahte sürücü belgesine göre düzenlenmiş olması nedeniyle TCK’nun 206. maddesindeki suçun oluşmadığı, eylemin kül halinde “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması, yasaya aykırı,
2-Hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231 ve TCK’nun 7/2. maddeleri gereğince, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verilip verilmeyeceği hususunun değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.