Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/1173 E. 2014/20569 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1173
KARAR NO : 2014/20569
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/195369
MAHKEMESİ : Muş Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2009
NUMARASI : 2008/236 (E) ve 2009/287 (K)
SANIK : A.. Ö..
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii, katılan vekili ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1 – İ.. D..’ın katılan Ziraat Bankası’ndan 28.03.2006 günü 30.000,00 TL kredi çektiği, bu krediye karşılık M.. D.. adına 223 ada 12 nolu parselde kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek konulması konusunda M.. D.. ile katılan banka arasında anlaşma sağlandığı ve bu hususa ilişkin 28.03.2006 tarihli ipotek sözleşmesinin düzenlendiği, olay tarihinde tapu müdürü olarak görev yapan sanığın anılan ipotek sözleşmesini tapu siciline 28.03.2006 tarih ve 171 yevmiye no ile tescil ettiğine dair onay verip imzaladığı ve bu onaya istinaden aynı tarihli 1. derece 1. sırada kayıtlı gözüken ipotek belgesinin düzenlendiği, İ.. D..’ın kredi borcunu ödememesi üzerine katılan kurum tarafından icra takibi başlatıldığı ve bu aşamada sanık tarafından düzenlenen ipotek belgesinin tapu kütüğüne tescil edilmediği, 171 yevmiye nolu sırada N. Y.. isimli kişiye ait satış işleminin bulunduğu ve tapu kütüğünde anılan taşınmaz üzerinde 23.02.2005 tarihinde N. S..’ın 90.000,00 TL alacağına karşılık 1. derece 1. sırada ipotek tesis edildiğinin anlaşıldığı somut olayda, sanığın 171 yevmiye nolu sırada başka bir işlem kayıtlı olmasına ve aynı taşınmaz üzerinde daha önce 1. derece 1. sırada başka bir alacak için ipotek tesis edilmiş olmasına rağmen suça konu belgeleri içerik olarak sahte düzenleyerek yüklenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
2 – Kabul ve uygulamaya göre de; hükümden sonra 19.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK’nun 257/2. madde – fıkrasında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkrada öngörülen cezanın alt ve üst sınırının da indirilmesi karşısında TCK’nun 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii, katılan vekili ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.