YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1171
KARAR NO : 2014/21728
KARAR TARİHİ : 15.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/173037
MAHKEMESİ : Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/04/2010
NUMARASI : 2009/146 (E) ve 2010/79 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
.. ilçesi, … köyü 703 nolu parselde kayıtlı bulunan taşınmazın tamamı H. I..’a ait iken, 1968 yılında vefat etmesi ile Devrekani Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/219-201 E.K sayılı veraset ilamıyla mirasçıları olduğu tespit edilen İbrahim (4/16 pay), İsmail (4/16 pay), Zehra (4/16 pay), Aliyye (1/16 pay), Güray (1/16 pay), Nuray (1/16 pay) ve Tülay’a (1/16 pay) verasetten intikal ettiği, İbrahim’in kendi hissesini 27.10.2005 tarih ve 519 yevmiye no, İsmail ve Zehra’nın ise kendi hisselerini 18.11.2005 tarih ve 542 yevmiye no ile sanık Ali’ye tapuda sattığı, sanık Ali’nin, İbrahim, İsmail ve Zehra’dan satın aldığı bu hisseleri 18.11.2005 tarih ve 544 yevmiye no ile katılan Mehmet’e sattığı, son olarak Aliyye, Güray, Nuray ve Tülay’ın kendi hisselerini 14.04.2006 tarih 242 yevmiye no ile sanık Ali’ye sattığı, bu işlemlerden sonra tapu kütüğünde sanık Ali’in 4/16, katılanın ise 12/16 hisse ile malik olması gerekirken, tapu müdürü olan sanık Ekrem tarafından tapu kütüğünde katılanın isminin üzeri çizilerek taşınmazın tamamı sanık Ali’ye aitmiş gibi tescil işlemi yapıldığı olayda, her iki sanığın olayın tapuda yapılan bir yanlışlıktan kaynaklandığını kabul etmesi, taşınmazın tamamının sanık Ali adına tescil edilmesine rağmen olaydan sonra üçüncü kişilere satış yapılıp devredilmemesi ve katılan tarafından Devrekani Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali davası sonucunda anılan yanlışlığın düzeltilerek taşınmazın 3/4 ünün katılan adına tesciline karar verilmesi, suça konu 14.04.2006 tarih 242 yevmiye nolu resmi senette, dava konusu 703 sayılı parselde gerçekte pay sahibi olmayan sanık Ali’nin de diğer maliklerle birlikte pay sahibi olduğu belirtilmiş ise de, bunun aynı resmi senet ile birden çok parselin satışının yapılması ve satışı yapılan bir kısım parsellerde gerçekten sanık Ali’nin pay sahibi olmasından kaynaklanmış olma durumunun bulunması karşısında, dosya içeriğinden olay tarihinde tapu müdürü olan sanık Ekrem’in, katılana zarar vermek bilinç ve iradesiyle ve sahtecilik kastıyla hareket ettiğine dair somut delil elde edilemediğinden eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 257. maddesi kapsamında görevi ihmal suçunu oluşturduğu, özgü suçlardan olan görevi ihmal suçuna azmmetirme veya yardım etme mümkün olmadığından yasal unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan sanık Ali’nin beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.