YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11029
KARAR NO : 2014/4173
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
Tebliğname No : 7 – 2011/231725
MAHKEMESİ : Patnos Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2011
NUMARASI : 2008/507 (E) ve 2011/97 (K)
SUÇ : 4926 Sayılı Yasaya Aykırılık, Mühür Bozma
Mühür bozma suçu yönünden yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, yasa metninin tekrarı gerekçe olmadığı gibi yasalarda yer alan hükümler uygulanırken gösterilen gerekçelerde çelişkiye, zafiyete düşülmemesi gerekir. Sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelemesine ilişkin TCK.nun 51. maddesinin uygulama gerekçesinde, “Sanığın geçmişi, sabıkasız oluşu, suç işleme hususundaki eğilimleri, suçtan sonraki davranışları dikkate alındığında cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği”nden bahisle hapis cezasının ertelendiği belirtilmesine rağmen, CMK.nun 231. maddesi ile ilgili değerlendirme yapılırken, “Sanığın geçmişi, sabıkasız oluşu, suç işleme hususundaki eğilimleri, suçtan sonraki davranışları, kendisine teslim edilen motorini mührü kullanılmaz hale getirerek kaçırmış olması dikkate alındığında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği kanaati oluşmadığından” bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi,
2- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda sanığa atılı eyleme uyan 3/a-4, 4/a-2 maddelerde adli para cezası, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/5. maddesinde ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasının da öngörüldüğü; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesinin tercih edilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre;
4926 sayılı Yasanın 34.maddesinin son fıkrasında öngörülen “Bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, gümrük idaresince belirlenen değerdir.” düzenlemesindeki “Gümrük İdaresince” ibaresinin hükümden önce 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, kurulacak hüküm bakımından maddi gerçeğin belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, dava konusu eşyanın bilirkişinin tespit ettiği CİF değeri esas alınarak gümrük idaresine hesaplattırılacak gümrüklenmiş değer üzerinden yeniden önödeme önerisi tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kaçakçılık suçu yönünden sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.