Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/10032 E. 2014/21848 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10032
KARAR NO : 2014/21848
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/285129
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2011
NUMARASI : 2011/336 (E) ve 2011/687 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

1- Cep telefonu bayii işleten sanığın, katılan adına sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkarttığının iddia olunduğu olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından; suç tarihi itibariyle sanığın temsilcisi olduğu şirketin abonelik sözleşmesi yapma ve/veya GSM numarasını aktif hale getirme yetkisi olup olmadığı araştırılıp, suç tarihinde bayide çalışan elemanlar varsa beyanlarının alınması, bu şahıslar ile sanığın suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı örnekleri ile birlikte suça konu abonelik sözleşmesindeki yazıların da aidiyeti konusunda yeniden bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,
2-Eylemin sübutu halinde hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.