YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29801
KARAR NO : 2014/17223
KARAR TARİHİ : 22.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/279679
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2010
NUMARASI : 2009/669 (E) ve 2010/248 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
1- Sanığın katılandan aldığı senedin değer bölümünde tahrifat yapmak suretiyle sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması, sanığın savunmasında, suçu konu senedi satmış olduğu 110 adet dana karşılığında H. D.’den aldığını, senet üzerindeki tahrifatı kendisinin yapmadığını savunması, adı geçen H. D.’nin senedin lehdarı olup aynı zamanda senedi sanığa devreden 1. ciranta durumunda bulunduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, adı geçen senedin lehdarı durumunda olan H. D.’nin tanık olarak ifadesine başvurulup sanığın savunmasının doğruluğu araştırılarak sonucuna göre gerektiğinde senedin tahrifat yapılan bölümlerinde yer alan yazı ve rakamlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, yazı ve rakamların sanık ve lehdar H. D.ye aidiyeti hususu açıkça tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma sonucu mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar 5271 sayılı CYY.nın 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla; a) İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu, b) Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri, c) Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi, d) Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler, e) Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir. Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY.nın 308/7. (5271 sayılı CYY.nın 289/1-e) maddesi uyarınca kesin bozma nedenini oluşturur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında;
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin gerekçeye yansıtılması gerektiği cihetle, yazılı şekilde hükmün gerekçesinde iddia ve savunmalara ilişkin görüşlere yer verilmemesi,
b-5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmiş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.