Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29800 E. 2014/17221 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29800
KARAR NO : 2014/17221
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/279391
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/04/2010
NUMARASI : 2009/396 (E) ve 2010/165 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak;
1- Temyiz dışı sanık M.. K..’nin, sanık A.. K.. yerine motorlu taşıt sürücü adayları sınavına girip “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Salon Aday Yoklama Listesini” imzalayıp “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdını” doldurduğu, sınav sonrasında yapılan kontrolde durumun anlaşıldığı iddiasıyla kamu davası açılmış ve yapılan yargılama sonucunda her ne kadar sanık A.. K..’ın özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut saat 11:30’da tutulan 14.02.2009 tarihli tutanağa göre ”… saat 11:00’de yapılan sürücü sınavı oturumunda sınav salon başkanı ve sınav gözetmeni tarafından yapılan kimlik kontrolünde 11. sınav salonu, no: 9’da sınava giren kişinin A.. K..’ın kimlik ve görüntüsü ile uyuşmadığı, sınava giren kişinin M.. K.. olduğu” şeklinde tespitlere yer verilmiş olması karşısında, sınav başladıktan yarım saat sonra düzenlenen tutanak içeriğinden olayın sınav esnasında mı yoksa cevap kağıdının doldurulup salon başkanına tesliminden sonra mı ortaya çıktığının tam olarak anlaşılmaması karşısında, öncelikle bu durumun açığa kavuşturularak, olayın sanık Mustafa’nın “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Salon Aday Yoklama Listesini” imzalayıp “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdını” doldurmaya başladıktan sonra ancak salon görevlisine teslim etmesinden önce anlaşılması halinde, teslim edilen sınav cevap kağıdı belgesinin baştan itibaren görevlilerce içeriği itibariyle sahte olduğunun bilinmesi nedeniyle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bulunmadığı, ancak sanık Mustafa’nın gerçek kimlik ve sınava giriş belgesinde hiçbir tahrifat yapmadan “Salon Aday Yoklama Listesini” A.. K.. olarak imzalaması eyleminin TCK’nun 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı, dolayısıyla sanık Abdurrahman’ın eyleminin bu suça azmettirme olarak değerlendirilmesi gerektiği, durumun cevap kağıdının doldurularak sınav salonunda görevli olan salon başkanı ve sınav gözetmenine teslim edilip bu kişiler tarafından imzalanmasından sonra tespit edilmesi halinde ise, sanığın eyleminin TCK.nun 204/1. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçuna azmettirmek suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanığın suç tarihi itibariyle sabıkasız oluşu, suçun niteliği gereği giderilmesi gereken bir zararın bulunmaması, tutanaklara yansıyan olumsuz bir kişiliğinin bulunmaması ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin maddede gösterilen objektif ve subjektif şartlar yeterince irdelenmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 22.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.