Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29691 E. 2014/17465 K. 24.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29691
KARAR NO : 2014/17465
KARAR TARİHİ : 24.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/303950
MAHKEMESİ : Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2010
NUMARASI : 2008/70 (E) ve 2010/219 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafiinin vaki duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
1- 24.02.2008 tarihli yakalama tutanağında sanığın ibraz ettiği suça konu pasaportun sahteliğinden şüphelenildiğinin belirtilmesi, 25.02.2008 tarihli İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı raporunda belgelerin iğfal kabiliyetine haiz olduğunun tespit edilmesine karşın mühür konusunda bir açıklığın bulunmaması ve mahkemece suça konu nüfus cüzdanı ve pasaport üzerinde gözlem yapılmadığının anlaşılması karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında iğfal yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, emanette kayıtlı belge asılları getirtilip incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına geçirilmesi ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, dosya içeriğine göre; sanığın olay günü yurda giriş yaptığı sırada ibraz ettiği pasaportun ve nüfus cüzdanının sahteliğinden şüphelenilmesi üzerine sahteciğilin ortaya çıktığı,iddianamenin de “sanığın Erbil’den geldiği Atatürk Havalimanında görevliler tarafından yapılan pasaport kontrolünde ibraz ettiği pasaport ve nüfus cüzdanının sahte olduğunun” belirtilmesine göre; aynı anda ibraz ettiği sahte belgelerin farklı zamanlarda düzenlendiğine ilişkin delil bulunmaması ve aynı anda ibraz edilerek kullanıldığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, ancak suça konu belge sayısı da nazara alınarak TCK’nun 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
3-Adli emanetin 2008/1928 sırasında kayıtlı suça konu belgeler hakkında bir karar verilmemesi,
4-Kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 2 uygulanması gereken 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde yazılı hak yoksunluklarının kararda gösterilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 24.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.