Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29535 E. 2014/17476 K. 24.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29535
KARAR NO : 2014/17476
KARAR TARİHİ : 24.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/267993
MAHKEMESİ : Bafra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2010
NUMARASI : 2010/44 (E) ve 2010/444 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Şikayetçinin yokluğunda verilen hükmün tebliğine ilişkin mazbatada adreste bulunmama nedeninin yazılmaması karşısında usulsüz olup, temyizin öğrenme üzerine yapıldığı kabul edilmiştir.
Sanıklara yüklenen resmi belgede sahtecilik suçundan doğrudan doğruya zarar gören şikayetçinin davaya katılma talebi olmasına rağmen bu konuda bir karar verilmediğinden, CMK’nun 237/2 maddesi uyarınca şikayetçinin davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
1 – Şikayetçinin rızası dışında kimlik bilgileri kullanılarak telefon aboneliği tesis edilmesine, sanıkların suçu kabul etmemesine göre, abonelik sözleşmelerindeki yazıların sanıkların eli ürünü olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılması, aynı olaya ilişkin olarak oluşturulan Bafra Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/280 no’lu soruşturma dosyasının sonucunun araştırılması, başka sanıklara aidiyetinin tespit edilememesi halinde, işyeri yetkilisinin sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu karar verilmesi yasaya aykırı,
2 – Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükümleri ve TCK.nun 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve önödeme önerisi gerektiren eylem nedeniyle hukuki durumun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.