Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29256 E. 2014/14622 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29256
KARAR NO : 2014/14622
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/194278
MAHKEMESİ : İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/02/2010
NUMARASI : 2008/1376 (E) ve 2010/93 (K)
SUÇ : Vergi Usul Kanunu’na muhalefet

Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ibraz için verilen sürenin bitimini izleyen tarihin suç tarihi olduğu cihetle; sanığa 08.01.2008 tarihinde tebligat yapıldığı ve ibraz için 15 gün süre verildiği, bu ibraz süresinin içinde sanığın 23.01.2008 tarihli dilekçesi ile ibraz için ek süre istemesi üzerine incelemeyi yapan vergi dairesi müdürü tarafından bu tarihten itibaren 7 günlük ek süre verildiği gözetildiğinde, suç tarihinin 31.01.2008 olduğu nazara alınarak gerekçeli karar başlığına “25.01.2008” olarak yanlış yazılan suç tarihinin 31.01.2008 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I- 213 sayılı Kanunun 139/2. maddesinde incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, öncelikle sanığın yaklaşık 2,5 yıldır işyerinin kapalı olduğuna dair beyanı da nazara alınmak suretiyle, işyerinin tebligat tarihi itibariyle faal olup olmadığı gerektiğinde zabıta marifetiyle araştırılarak, faal olduğunun tespiti halinde incelemenin dairede yapılmasına imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin ve ikamet adresinde ikinci kez yapılan tebligat gerekçesinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulup, buna ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmayacağından atılı suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı, faal olmadığının tespiti halinde ise tebligat geçerli kabul edilerek müsned suçun gerçekleştiğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II- Kabule göre de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması
gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, katılan kurumun zararının karşılanmadığından bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.