Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29230 E. 2014/15903 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29230
KARAR NO : 2014/15903
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/182122
MAHKEMESİ : İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2009
NUMARASI : 2009/8 (E) ve 2009/395 (K)
SUÇ : Resmi evrakta sahtecilik

Suça konu senetlerin müşteki vekili tarafından İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2005/7879 Esas sayılı dosyasında 05.08.2005 tarihinde icra takibine konulması, müşteki H.. Ç..’ın sanığın aynı anda 4 adet senet verdiğini ve 01.05.2005 düzenleme tarihli senetlerden birini Nisan 2005 tarihinde ödediğini beyan etmesi karşısında, suç tarihinin senetlerin düzenlendiği 01.05.2005 olduğu kabul edilmiş, gerekçeli kararda yanlış gösterilen suç tarihinin 01.05.2005 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca lehe yasa belirlenirken suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun ilgili tüm hükümleri ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş ise de; suça konu üç adet bononun aynı anda katılana verilmesinden ibaret somut olayda, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 80. maddesinin koşullarının oluştuğu, farklı bir düzenleme getiren 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinin uygulanabilmesi içinse “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” gerektiği, suçun aynı anda bir kişiye karşı birden fazla işlenmesi halinde zincirleme suçun gerçekleşmediği gözetildiğinde, mahkemenin kabulüne göre 5237 sayılı TCK’nun 204/1, 53. maddeleri uyarınca hükmolunan cezanın 765 sayılı TCK’nun 342/1, 80. maddelerine göre hükmolunacak cezadan daha az olması nedeniyle 5237 sayılı Yasanın sanığın lehine olduğu anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Sanığın, müştekilere koltuk ve mobilya tamiri yaptırdığı, borcuna karşılık ise alacaklısı kendisi borçlusu ise R.. Ö.. olan 01.05.2005 düzenleme tarihli 3 adet bonoyu ciro ederek verdiğinin, ancak bonoların ödenmemesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatılması üzerine ciroya yönelik imza inkarında bulunduğunun iddia ve kabul edilmesi, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek müştekiye koltuk tamiri yaptırmadığını, ibraz edilen defterdeki kartvizitin oğlu L.. Ç..’a ait olduğunu savunması, müşteki H.. C..’in savcılık ifadesinde sanığın 4 adet senet verdiğini ve “31.04.2005” ödeme tarihli senedi vadesinde ödediğini beyan etmesi ancak senetlerin 01.05.2005 düzenleme tarihli olması, düzenlenen 27.05.2009 tarihli bilirkişi raporunda, senetlerin arka yüzündeki sanık adına atılı imzaların taklit olduğunun, ön yüzdeki yazı, rakam ve borçlu imzalarının sanığın eli ürünü olmadığının, senetlerin ön yüzlerindeki “A.. Ç..” ve düzenleme tarihleri “01.05.2005” ibarelerinin aynı renk ve kalibrasyona sahip bir kalemle, ön yüzdeki diğer yazı, rakam ve imzaların ise farklı bir kalem ile iki farklı kişi tarafından yazıldığının belirtilmesi, bilirkişi incelemelerinin sadece sanığın imza ve yazı örnekleri üzerinde yapılmış olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve senetlerin ibraz edildikleri anda TTK’nun 688. maddesindeki zorunlu unsurları taşıyıp taşımadıklarının ve senetlerdeki alacaklı ismi ile düzenleme tarihlerinin sonradan müşteki veya başkası tarafından tamamlanıp tamamlanmadığının tespiti bakımından, müştekilerin yeniden beyanları alınıp senetler verildiği sırada alacaklı ismi ve düzenleme tarihlerini ihtiva edip etmedikleri sorulup, sanığın oğlu L.. Ç..’ın beyanı alındıktan ve müştekilerin ve L.. Ç..’ın imza, yazı ve rakam örnekleri temin edilip senetler üzerindeki imza, yazı ve rakamların kimin eli ürünü olduğuna dair yeniden ayrıntılı bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, senetlerdeki alacaklı ismi ve düzenleme tarihlerinin sonradan başkası tarafından tamamlandığının tespiti halinde ise eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı da gözetilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
2-Adli emanette kayıtlı suça konu senetlerin karar kesinleştiğinde dosyada delil olarak saklanmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde icra dairesine iadelerine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.