Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/29100 E. 2014/15658 K. 24.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29100
KARAR NO : 2014/15658
KARAR TARİHİ : 24.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/171613
MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2009
NUMARASI : 2008/501 (E) ve 2009/464 (K)
SUÇ : Değişen suç vasfına göre görevi kötüye kullanmak

Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak:
1)Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 02.03.2010 gün ve 2010/9-47 Esas, 2010/45 Karar sayılı ilamı ve aynı yöndeki kararlarında belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için CMK.nun 231. maddesinde belirtilen objektif ve sübjektif koşulların bir arada bulunmasının gerektiği, sanığın CMK’nun 231/5. maddesinin uygulanmasına engel mahiyette kasıtlı suçtan önceki mahkumiyeti bulunmadığı anlaşılmakla; anılan maddede gösterilen objektif ve sübjektif şartlar irdelenmeden, yasal şartları oluşmadığından ve katılanın şikayetinin devam ettiğinden bahisle, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2)5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Adli emanetin 2008/2646 sırasına kayıtlı sahte nüfus cüzdanının dosyada delil olarak saklanması ile yetinilmesi gerekirken müsaderesine karar verilmesi, suça konu sahte nüfus cüzdanı talep belgesinin akıbeti hakkında ise karar verilmemesi, yasaya aykırı,
4)Hükümden sonra 19.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile TCK’nun 257/2. maddesinde öngörülen cezanın alt ve üst sınırlarının indirilmesi ve maddedeki “kazanç” ibresinin “menfaat” olarak değiştirilmesi karşısında TCK’nun 7/2. maddesindeki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 24.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.