YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/29083
KARAR NO : 2014/15167
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/152344
MAHKEMESİ : Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2009
NUMARASI : 2007/218 (E) ve 2009/633 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
Katılan vekilinin dosya arasında bulunan 27.01.2010 havale tarihli dilekçesinin temyize cevap mahiyetinde olduğu görüldüğünden tebliğnamedeki bu dilekçenin süresinden sonra yapılmış temyiz mahiyetinde bulunduğundan reddi gerektiği yönündeki düşünceye iştirak edilmemiş, gerekçeli karar başlığında suç adının resmi belgede sahtecilik yerine özel belgede sahtecilik olarak belirtilmesi hususu ise mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak:
1-5237 sayılı TCK’nun 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu iki adet senedin aynı tarihte icra takibine konu edildiği olayda, senetlerin farklı zamanlarda düzenlendiklerine ilişkin kesin delil bulunmadığından, tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği ve birden çok sahte belgenin düzenlenmesi/kullanılması olgusunun 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde, sahtecilik suçunun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK.nun 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Mahsubuna karar verilen gözaltı süresinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi suretiyle CMK’nun 232/2-d maddesine muhalefet edilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.