Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/28749 E. 2014/15699 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28749
KARAR NO : 2014/15699
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/276553
MAHKEMESİ : Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2010
NUMARASI : 2009/644 (E) ve 2010/292 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Katılan adına iki adet sahte bireysel abonelik formu düzenlediğinin iddia olunduğu olayda sanığın suçlamayı kabul etmeyerek, suç tarihinde yanında onbeş personel çalıştığını, formu alt bayilerinin düzenlediğini; formlarda alt bayi olarak görünen Ö.. İletişim’in sahibi tanık Ö.. B..’ın ise anılan belgelerin ana bayii H.. İletişim’ce düzenlediğini, kendileri ile ilgisinin olmadığını ileri sürmesi, ekspertiz raporunda belgelerdeki imzaların sanığın yazı ve imzalarına kısmen benzerlik taşıdığı yönünde kanaat bildirilmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, suç tarihinde her iki bayide çalışan kişiler tespit edilip, bu kişiler dinlendikten ve gerekli görüldüğü takdirde dosyadaki tüm ilgililerin yazı ve imza incelemesi Adli Tıp Kurumunda yaptırıldıktan sonra, suçun sübutu halinde hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.