YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/25120
KARAR NO : 2014/9087
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/112863
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 32. (Üsküdar 5) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2007
NUMARASI : 2006/842 (E) ve 2007/425 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Sanığın başka bir suçtan İzmir 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunduğu sırada yokluğunda verilen 13.09.2007 günlü kararın, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğine dair 28.07.2008 tarihli tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine verdiği 09.03.2009 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü:
Tekerrüre esas sabıkası bulunan ve daha önce kasıtlı suçtan sabıkası bulunması nedeniyle, 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinin uygulanma imkanı bulunmayan sanık hakkında TCK’nun 58. maddesi hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 11.10.2007 günlü raporda, suça konu M. B.adına düzenlenmiş nüfus cüzdanında fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığından bahsedilmemesi karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğu cihetle, emanette kayıtlı nüfus cüzdanı getirtilip incelenmek suretiyle fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığı duruşma tutanağına geçirilip, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın suç tarihinde üzerinde uyuşturucu madde ile yakalanması nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında üzerinde kendi resmi bulunan M.B. adına düzenlemiş nüfus cüzdanını ibraz edip kendisini M.B. olarak tanıtmak ve bu isim hakkında soruşturma evraklarını düzenletmek şeklinde sübutu kabul edilen eyleminin, 11.10.2006 tutanak içeriğine göre sanığın soruşturma sırasında gerçek kimliğini beyan etmesi de dikkate alındığında 5237 sayılı TCK’nun 268/1. maddesi delaleti ile 267/1, 269. maddelerinde öngörülen “iftira” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde “ resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Suça konu nüfus cüzdanının dosyada delil olarak saklanılması yerine TCK’nun 54. maddesi gereğince müsaderesi karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.