Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/24905 E. 2014/10218 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/24905
KARAR NO : 2014/10218
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2012/78870
MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2011
NUMARASI : 2009/964 (E) ve 2011/353 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1-Sanığın, suça konu çeki M. Petrol şirketi yetkilisi A.T.dan aldığını savunması ve katılanın da çeki sanıktan aldıktan sonra keşideci olarak görünen M. Petrol şirketini telefonla arayarak Ahmet isimli bir kişi ile görüştüklerini ve bu kişinin çekin M. Petrol şirketine ait olduğunu belirttiğini ifade etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; varsa Ahmet isimli kişi araştırılarak dinlenmesi, suça konu çekteki alışverişin gerçekleştiğini ispata dair sanıkta veya keşideci şirkette mevcut belge veya sanıkla keşideci şirket arasında önceye dayalı alışverişe dair çek veya başkaca bir senet verilmişse bunların bankalardan ve finans kurumlarından araştırılıp dosyaya intikal ettirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği cihetle; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğundan, suça konu belge incelenip, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulmasından sonra aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.