YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/24631
KARAR NO : 2014/10295
KARAR TARİHİ : 27.05.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/184454
MAHKEMESİ : Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2010
NUMARASI : 2008/528 (E) ve 2010/316 (K)
SUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği, dolandırıcılık
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.01.2008 gün ve 2008/924 sayılı iddianamesinde, sanığın Türkiye H. Bankası Antakya Şubesinden kullandığı krediye teminat olarak 25.04.2005 tanzim 01.08.2005 vade tarihli 4.000,00 TL bedelli ve 03.05.2005 tanzim 21.08.2005 vade tarihli 4.500,00 TL bedelli Bünyamin Kanatlı adına düzenlenen sahte bonoları verdiği, ödemenin zamanında yapılmaması üzerine başlatılan icra takibine bonolarda borçlu görünen B. K. tarafından yapılan itiraz üzerine bonolardaki borçlu imzasının onun el ürünü olmadığının anlaşılması sonucu resmi belgede sahtecilik iddiası ile Hatay 3.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Hatay Asliye Ceza Mahkemesince 08.04.2008 tarihinde sanığa atılı eylemin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğundan bahisle görevsizlik kararı üzerine Hatay 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/528 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve yargılama sonucundan sanık hakkında 21.10.2010 tarih 2008/528 Esas 2010/316 numaralı kararıyla resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararları verildiği, Halk Bankası Antakya Şubesinden gönderilen 07.04.2010 havale tarihli yazıda suça konu bonoların sanık tarafından bankaya 01.08.2005 ve 21.08.2005 tarihlerinde kredi teminatı olarak verildiği ve 21.10.2010 havale tarihli yazıda da 13.09.2004 tarihli sözleşmeye istinaden kredi açıldığı ve kullandırıldığı belirtilmesine göre;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm yönünden; dosyada bulunan 07.04.2010 havale tarihli banka yazısına göre suç tarihinin bonoların bankaya teslim edildiği 21.08.2005 olacağı, 5237 sayılı TCK uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suç tarihi itibariyle yürürlükten kalkması nedeniyle uygulama imkanı bulunmayan, 765 sayılı TCK ile uygulama yapılması,
2- Dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm yönünden ise; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün, 8/69 sayılı kararı ile buna uyumlu Daire kararlarında da açıklandığı üzere, önceden doğan bir borç nedeniyle sonradan senet düzenlenip verilmesi halinde, borç daha önce oluştuğundan senet ile arasında nedensellik bağı bulunmayacağı, bu nedenle hile unsuru olarak kabul edilemeyeceğinden, suçun oluşup oluşmadığı, zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi açısında suç tarihinin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi ve eylemin zincirleme şeklinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için, sanığa kullandırılan kredinin açık kredi olup olmadığı, kredi ödemesinin sanığa hangi tarihte yapıldığı ve suça konu bonoların kredi ödemesi sırasında verilip verilmediği tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararlarının verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarları bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 27.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.