YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/24572
KARAR NO : 2014/9699
KARAR TARİHİ : 20.05.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/408172
MAHKEMESİ : Sincan 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2011
NUMARASI : 2010/695 (E) ve 2011/888 (K)
SUÇ : Muhasebe hilesi yapmak, sahte fatura kullanmak
I- Sanık hakkında “muhasebe hilesi yapmak” suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelemesinde;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan A.. B..nın 06.07.2010 günlü mütalaasının, “2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçuna ilişkin olduğu, “muhasebe hilesi yapmak” suçu ile ilgili dava şartı niteliğinde verilmiş mütalaa bulunmadığı cihetle, 213 sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaanın alınması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
II- Sanık hakkında “2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçlarından kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;
Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılı suç tarihlerinin, suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle 21.07.2005- 21.08.2005, 21.02.2006-21.01.2007, 21.02.2007-25.06.2007 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, hükmün gerekçesinde doğru olarak sanığın sahte faturaları kullandığı kabul edilmesinden sonra, gerekçe ve hüküm fıkralarında “sahte fatura düzenlemek” eyleminden bahsedilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.06.2008 gün 2008/7-133-162 sayılı kararında açıklandığı üzere, koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin objektif koşulların varlığı halinde, CMK’nun 231/7. maddesi uyarınca diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği cihetle, kayden engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında, suçtan kaynaklanan zararı giderip gidermediği araştırılıp sonucuna göre hükümden önce, 08.02.2008 gün ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Dosya kapsamına göre, 2005 takvim yılında yüklenen suç tarihinin en son 21.08.2005 olduğu, bu itibarla bu tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK hükümlerinin tatbiki gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 765 sayılı TCK ve 647 sayılı Yasa hükümlerine göre uygulama yapılması,
3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, yasa metninin tekrarı gerekçe olmadığı gibi yasalarda yer alan hükümler uygulanırken gösterilen gerekçelerde çelişkiye, zafiyete düşülmemesi gerekir. Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarındaki eylemlerinden dolayı hükmolunan cezanın ertelemesine ilişkin TCK.nun 51. maddesinin uygulama gerekçesinde, “yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle” hapis cezasının ertelendiği belirtilmesine rağmen, “sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gözönünde bulundurulduğu”ndan bahisle TCK’nun 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi,
4- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yeralan hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafıinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 20.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.