Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/22805 E. 2014/12371 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22805
KARAR NO : 2014/12371
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2012/134062
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2008/511 (E) ve 2011/1461 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Sanıklar A.. D.. ve O.. U.. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suç tarihinde A.. Dış ticaret ve Pazarlama Limited Şirketinin müdürü olan sanık A.. D..’in, şirket ortağı O.. U.. ve işleri fiilen yürüten Ö.. D.. ile birlikte devletçe uygulanan teşvik ve sübvansiyonlardan veya parasal iadeden yararlanmak ve haksız KDV iadesi alabilmek için suça konu ihracat beyannamelerine sahte yüksek kıymetli faturalar eklemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanıkların aşamalarda süreklilik gösteren ve birbirleri ile uyumlu savunmalarına göre, suça konu tüm eylemlerin sanık Ö.. D.. tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmakla, diğer sanıklar A.. D.. ve O.. U..’nun sanık Ö.. D..’in açıklanan eylemine iştirak ettiklerine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, sanık A.. D.. ve O.. U..’nun da yüklenen suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2- Sanık Ö.. D.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık Ö.. D.. ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
a- 07.10.2003, 09.10.2003 ve 14.10.2003 tarihli sahte gümrük beyannameleri nedeniyle eylemin teselsül ettiğinin gözetilmemesi,
Kabule görede;
b- 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca lehe Yasanın önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi gerektiği, bu kapsamda resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesinde 2 yıldan 8 yıla kadar ağır hapis, 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olarak öngörülmesine karşın, temel cezanın alt sınırdan tayini halinde 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde
düzenlenen ve kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanan güvenlik tedbirlerinin 765 sayılı TCK’nunda bulunmadığı, bu hak yoksunluklarının kararda gösterilmese dahi infaz aşamasında dikkate alınacakları ve 647 sayılı Yasanın 6 ile 765 sayılı TCK’nun 95/2. maddeleri uyarınca deneme süresi içerisinde suç işlenmemesi halinde “cezası tecil edilmiş olan mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması” nedeniyle uygulama koşulları ve sonuçları itibariyle 647 sayılı Yasanın açıkça sanıklar lehine olduğu gözetilmeden 5237 sayılı Yasa hükümlerine göre mahkumiyet hükmü kurulması,
c- Davanın dayanağını oluşturan Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulunun 25.01.2008 gün ve 1 sayılı raporunda açıklandığı üzere; A.. şirketinin sahte faturalara dayanarak ihracat teslimlerine ilişkin olarak toplam 281.144.150.000-TL tutarındaki KDV iade talebinin reddedildiğinin anlaşılması karşısında olayda giderilmesi gerekli somut bir zararın oluşmadığı gözetilmeden, zararın giderilmediği yönündeki isabetsiz gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık Ö.. D.. ile katılan idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.