YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22203
KARAR NO : 2014/6744
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
Tebliğname No : 11 – 2009/95716
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2008
NUMARASI : 2008/344 (E) ve 2008/1166 (K)
SUÇ : Resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık
Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın yetkisi olmadığı halde S.. Akaryakıt Nakl. ….Şti. adına ciro imzası atarak katılana verdiği iddiası ile açılan davada, sanığın, aşamalarda anılan şirketi temsile yetkili olduğunu savunması, temyiz dilekçesinde buna ilişkin vekaletname sunması, yine senede borçlu bilgilerini yazıp, borçlu imzalarını atıp diğer kısımları boş şekilde katılana teminat amacıyla verildiğini, diğer kısımlarının daha sonra katılanca doldurulmuş olduğunu söylemesi karşısında, suç kastının belirlenebilmesi amacıyla anılan şirket yetkilisi İ.. E..’in duruşmaya çağrılıp dinlenilerek bu hususta sanığa yetki verip vermediğinin, şirket adına senet ciro etmeye rızası bulunup bulunmadığının sorulması ve sonucuna göre sanığın her iki suç yönünden kastının değerlendirilmesi, senet üzerindeki tanzime esas yazıların taraflara aidiyetinin ve bu kapsamda unsurlarının sonradan doldurulup doldurulmadığının araştırılarak sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2- Sanığa 5237 sayılı TCK.nun 204/1. maddesi gereğince hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasında, aynı Kanunun 62/1. maddesi gereğince “1/6” oranında indirim uygulandığı belirtilmesine rağmen, sonuç cezanın “2 yıl 1 ay hapis” yerine, hesap hatası yapılmak suretiyle, “2 yıl 3 ay hapis” şeklinde fazla belirlenmesi,
3- Her iki suçtan hüküm kurulurken, 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.