YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22046
KARAR NO : 2014/6153
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
Tebliğname No : 2 – 2010/314176
MAHKEMESİ : Nurdağı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2010
NUMARASI : 2009/64 (E) ve 2010/73 (K)
SUÇ : Mühür bozma
Katılan vekilinin yaptığı katılma talebi üzerine mahkemece 5271 sayılı CMK’nun 238/3. maddesi gereğince hazır olan sanıktan diyecekleri sorulmadan katılma kararı verilmiş ise de, katılma kararından sonra sanığın bu karara yönelik bir itirazının bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki (1) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısı ile sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-) Katılan vekilinin 26.05.2009 günlü celsedeki katılma istemi hakkında sadece elektrik hırsızlığı suçundan katılmasına karar vermekle yetinerek mühür bozma suçundan olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
2-) 5237 sayılı TCK’ nun 58 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddelerine göre yalnızca hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkumiyet halinde mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanabileceği gözetilmeden, sonuç olarak adli para cezası ile hükmolunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Yasaya aykırı,
3-) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK.nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, dosyaya yansıyan somut bir zararın olmadığı; ayrıca sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde; kaydın 5237 sayılı TCK’nun 142/1-f maddesinde düzenlenen elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçuna ilişkin olup, bu suçun sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 6352 sayılı Yasa ile değişik 163/3. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlenmesi ve koşullarının bulunması durumunda “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi seçeneğinin öngörülmesi karşısında, 5271 sayılı CMK’nun 231 ve TCK’nun 7/2. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin objektif ve subjektif şartların yeniden tartışılmasında ayrıca tekerrür uygulamasına esas alınan hükümle ilgili mahkemesince uyarlama yapılarak sonucuna göre tekerrüre esas olup olmadığının ve sonucuna göre de; TCK’nun 58/3. maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceği ve aynı Yasa’ nın 50/2. maddesi hükmü gereğince adli para cezasına çevrilip çevirilemeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.