Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/18566 E. 2014/2194 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18566
KARAR NO : 2014/2194
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/297227
MAHKEMESİ : Muş Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2010
NUMARASI : 2008/286 (E) ve 2010/36 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin bir sebep içermeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak
I- 5237 sayılı TCK’nun 40. maddesinin 1. fıkrasında “Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler gözönünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır. 2. fıkrasında ise “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise, azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.” hükmü gereğince;
Sanık Ercan ile mağdure Ç.. Ö..’ın kardeş oldukları, sanık Şazil’in ise köy muhtarı olduğu, sanık Ercan’ın kardeşi Çiçek’in ölmediğini bildiği halde ölmüş gibi beyanda bulunduğu, sanık muhtarın ise bu beyana istinaden köylüsü olması sebebiyle tanıdığı ve yaşadığını bildiği mağdureyi 30/12/2007 tarihinde ölmüş gibi göstererek 04/01/2008 tarihli mernis ölüm tutanağını tanzim ettiği, bu suretle sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia ve kabul olunması karşısında, köy muhtarı olan sanık Şazil’in savunmasında, “sanık E.. Ö..’ın bir çok kardeşinin olduğunu, bunlardan birisinin Ç.. Ö.. olup küçük yaşta vefat ettiğini, Çiçek öldükten sonra Ercan’ın kız kardeşi Melike’nin nüfusa kaydettirilmeyip Çiçek’in kimlik bilgilerini kullanmış olduğunu, bu durumu sonradan öğrendiğini, sanık Ercan’ın olay günü gelerek ölen kardeşinin ölüm il muhaberini istediğini söylemesi üzerine daha önce ölen kız kardeşi olduğunu düşünerek tarihine dikkat etmeden doldurulmuş olarak getirdiği ilmühaberi imzaladığını, mağdureye köydeki herkesin Melike diye hitap ettiğini, kendisinin de öyle bildiğini” ifade etmesi, sanık Ercan’ın ise suça konu belgeyi arzuhalciye doldurtturarak sanık muhtara imzalattığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve suç niteliğinin tespiti bakımından yukarıdaki beyanlar ışığında sanık E.. Ö..’ın Çiçek isminde geçmiş tarihte vefat eden bir kardeşinin olup olmadığı, var ise ne zaman öldüğü ve mağdurenin bu ölen kardeşinin kimlik bilgilerini kullanıp kullanmadığı tespit edilerek sanık muhtarın suça konu belgeyi bilerek ve isteyerek imzalayıp imzalamadığı karar yerinde tartışıldıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

II-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.