Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2012/16095 E. 2014/2247 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16095
KARAR NO : 2014/2247
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Tebliğname No : 5 – 2011/402485
MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2011
NUMARASI : 2010/761 (E) ve 2011/23 (K)
SUÇ : Mühür bozma

Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1- UYAP ortamında yapılan araştırma sonucunda sanık hakkında 14.07.2010 ve 20.07.2010 tarihli mühür bozma suçlarından dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünü içeren Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2011/480 ve 2011/259 esas sayılı dosyalarının bulunduğu, bu dosyalardaki tutanakların içerdiği adresin tespit edilememiş olması, temyiz incelemesine konu dosyada ise 12.06.2010 tarihli mühür bozma suçundan dolayı 24.09.2010 tarihli iddianameyle dava açılmış olduğunun anlaşılması karşısında; tutanakların aynı yere ilişkin düzenlenmiş olması halinde, farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen ilk iddianame tarihine kadar zincirleme tek mühür bozma suçunu oluşturabileceği cihetle; zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi amacıyla; ilgili dava dosyalarının getirtilip bu yönüyle incelenerek, dava dosyalarının bu dosya içine konulmasından sonra, sanığın mühür bozma eylemleri ile ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın olmasının zorunlu bulunması gerekmekte olup, mühür bozma suçunun kamu güvenine karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği bir zarardan söz edilemeyeceği, mühür bozma eylemi sonucu kullanılan enerjiye ilişkin borcun ise, eylemden kaynaklanmış bir zarar olarak kabul edilemeyeceği cihetle, sanığın suç tarihi itibariyle sabıkasız oluşu ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, ertelemeye ilişkin hükümlere göre lehe sonuçlar içeren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve sübjektif şartlar irdelenmeksizin, dosya içeriğine uymayan biçimde yalnızca zararın karşılanmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi halinde sanığın ertelenen cezasının tamamen infazına” denilerek infaz aşamasını da kısıtlayacak şekilde hüküm tesis edilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.