YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/10674
KARAR NO : 2011/23471
KARAR TARİHİ : 15.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma
HÜKÜM : 765 S.K. 285/1-son, 81/1 maddeleri uyarınca 1 ay 25 gün hapis
Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümlü … hakkında Konya 2. Asliye ceza Mahkemesinin 19.04.2004 günlü, 2002/541 Esas, 2004/372 Karar sayılı ilamıyla işlemiş olduğu bir hırsızlık suçu nedeniyle yakalandığında kimliğini Süleyman Erden olarak bildirip bu isimle hakkında soruşturma ve yargılama yapılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyenda bulunma suçundan 765 sayılı TCY’nın 343/2, 59/2, 81/1. maddeleri uyarınca neticeten 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği, 5237 sayılı TCY’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcılığınca uyarlama istendiğinde, aynı Mahkemenin 07.06.2005 günlü dosya üzerinden duruşma açmaksızın verdiği ek kararı ile hükümlünün eyleminin 5237 sayılı TCY’nın 206, 62. maddelerine uyduğu gerekçesiyle sonuçta 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunarak uyarlama yapıldığı, bu kararın hükümlü tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.01.2008 gün ve 2007/9081 esas, 2008/115 karar sayılı bozma ilamıyla, diğer bozma nedeninin yanında kabule göre de “hırsızlık suçundan açılan dava dosyasının onaylı sureti ile hükümlünün kardeşlerini gösteren nüfus aile kayıt belgeleri getirtilip, bu isimde kardeşi olduğunun belirlenmesi halinde, fiilinin 5237 sayılı TCK’nın 268. maddesi yollamasıyla 267, 269. maddeleri uyarınca iftira suçunu oluşturacağı ve lehe hüküm değerlendirmesinin anılan suç için Yasada öngörülen müeyyidelere göre yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu aynı Yasanın 206. maddesi ile karşılaştırma yapılarak lehe hükmün yanlış belirlenmesi” isabetsizliğinden bozulması üzerine, bozmaya uyulmasına karar verilerek, anılan eksiklikler ikmal edildiği ve hükümlünün hırsızlık suçu nedeniyle yakalandığında kimliğini bildirdiği Süleyman Erden adlı kişinin gerçek kişi olduğunun belirlendiği ve bu durumda bozma ilamında da açıkça gösterildiği üzere, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca sanığın kesinleşen ilk hükümde sabit kabul edilen eylemine uyan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 343/2, 59/2 ve 81/1. maddeleri ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesi delaletiyle 267, 269, 62 ve 53. maddelerinin bir bütün halinde uygulanıp ortaya çıkan sonuca göre lehe yasanın tespiti gerekirken, bu ilkelere uyulmadan ve uygulamalı karşılaştırma yapılmadan, denetime olanak vermeyecek şekilde soyut ifadelerle, olayda uygulama yeri de bulunmayan iftira suçunun 765 sayılı TCK’ nundaki karşılığını oluşturan 285/1-son maddelerinin tatbiki suretiyle hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.