Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9973 E. 2023/8449 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9973
KARAR NO : 2023/8449
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/99 E., 2023/95 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen rücuan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı SGK vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … …Bakım Onarım ve İstihdam Komutanlığı’nın işyeri işçilerinden …sigorta sicil numaralı sigortalı …’ın 02.12.1991 tarihinden bu yana çalıştığı işyerinde meslek hastalığı geçirdiğini, meslek hastalığının davalının kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğini, meslek hastalığı nedeni ile sigortalıya 99.035,72 TL lik peşin değerli gelir bağlandığını ve 4.261,90 TL tedavi masrafı yapıldığını, toplam 103.297,62 TL kurum zararı oluştuğunu belirterek tüm bu nedenlerle kusur ve miktar yönünden fazlaya ilişkin dava ve istem hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.329,76 TL’nin gelirlerin onay tarihinden, masraf ve ödemelerin de ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2.Davacı vekili birleşen Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 2017/248 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 2017/106 Esas sayılı dosyasında kurum zararlarından ilk psd ve tedavi masraflarının tahsilini talep edildiğini Ayrıca sigortalıya 5.850,39 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, geçici iş göremezlik ödeneğinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, işveren ve üçüncü kişiler aleyhine aynı iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle tekrar tekrar davacı açmasının hukuk ilkelerine aykırı olduğunu, sigortalılara ve hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ileri ki yıllarda kanun ve kararnamelerle artırılması halinde bu artışların işverenden istenebileceği yönünde bir yorumun anayasaya aykırı olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2018 günlü 2017/106 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararı ile; “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ve birleşen davanın kabulü ile, 5.662,63 -TL’si bağlanan gelirin peşin sermaye değeri, 4095,27 -TL’si geçici iş görmezlik ödeneği ve 2.983,33 -TL’si tedavi gideri olmak üzere toplam 12.741,23 ‘nin gelirlerin gelir bağlama onay ,sarf ve ödemelerin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bağlanan gelir yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı SGK ve davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi üzerine tüm taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 03.03.2020 günlü 2019/1455 Esas, 2020/1863 Karar sayılı kararında özetle; “Eldeki davada Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda, sigortalının 14.07.2015 tarihinde emekli olduğundan, varsayıma dayalı 60 yaşına kadar aktif devre hesabı yapılmadığı, işlemiş geçmiş döneme ilişkin hesaplamaların 07.03.2015 tarihinden emekli olduğu 14.07.2015 tarihine kadar 4 ay 8 günlük süreye ilişkin olarak yapıldığı belirtilmek suretiyle, sigortalının emeklilik tarihinin aktif dönem sonu olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, gerçek zararın, sigortalının 60 yaşına kadarki aktif devre hesabı yapılmak suretiyle belirlenerek, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirle karşılaştırılarak düşük (az) olan tutara göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Diğer yandan, değinilen yasal mevzuat ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, sigortalının yaptığı işin özellikleri, yakalandığı meslek hastalığına yol açan etkenler, hastalığın önlenebilmesi için alınması gereken önlemler ile bunların gerçekleştirilme ve önlemlere uyum durumları ile kaçınılmazlık faktörü de değerlendirilmek suretiyle, bir miktar kaçınılmazlık faktörünün de varlığı göz önünde bulundurularak, davaya konu alanda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun, yargısal denetime elverişli, ayrıntılı irdeleme içeren ve verilen kusur oran ve aidiyetlerinin yanında kusur gerekçelerini de gösteren rapor alınıp, dosyadaki deliller ışığında yapılacak değerlendirmeyle bir sonuca varılması gereğinin gözetilmemiş olması, isabetsiz olmuştur.” hususlarına değinilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 günlü 2020/88 Esas, 2021/167 Karar sayılı kararı ile; “1-2017/106 Esas sayılı bu dava ile 2021/152 ve 2017/248 Esas sayılı birleştirilmesine karar verilen davaların kabulüne,
-40.033,07 TL ilk peşin sermaye değerli gelir ve onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-2.983,33 TL tedavi gideri ile 4.095,27 TL geçici iş göremezlik gelirinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiş, davacı SGK Başkanlığı ve davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

2. Dairenin 11.04.2022 günlü, 2022/2985 E. 2022/5363 K. sayılı ilamı ile; “Davacı Kurumun, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan ödemelerden oluşan kurum zararının 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca, davalı işverenden rücuan tahsilini talep ettiği davada, Mahkemece bozma sonrası yargılamada, alınan kusur raporunda, davalı işverenin %50, kurum sigortalısının %30 oranında kusurlu olduğunun, meslek hastalığının meydana gelmesinde %20 oranında kaçınılmazlık faktörünün mevcut olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin meslek hastalığının meydana gelmesinde bir miktar kaçınılmazlığın varlığının kabulüne dair yaklaşımı yerinde olmakla birlikte, Kurumun rücuan tazminat istemine yönelik olan eldeki davanın kusur sorumluluğuna dayanması ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağına dair 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin amir hükmünün aksine, %20 oranında belirlenen kaçınılmazlık faktörünün, %60’ı (%12) işverene, %40’ı (%8) sigortalı işçiye dağıtılmak suretiyle, dava konusu meslek hastalığının oluşumunda, davalı işverenliğin %62, sigortalının %38 oranında kusurlu olduğunun kabulü suretiyle, yapılan hesaplamaya ilişkin bilirkişi hesap raporunun hükme dayanak kılınması isabetsiz bulunmuştur.

Mahkemece yapılacak iş; davacı kurumun rücu alacağının belirlenmesinde, davalı işverenliğin %50, sigortalının %30 oranında kusurlu, kaçınılmazlığın %20 olduğunun kabulü suretiyle, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılarak düşük (az) olan tutarın hükme esas alındığı hesap raporuna itibarla hüküm kurmaktan ibarettir.” hususlarına değinilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “1-Görülmekte olan 2022/99 Esas sayılı bu dosya ile birleşen Mahkememizin 2021/152 Esas-152 Karar ve 2023/118 Esas-78 Karar sayılı dosyalarında davanın kısmen kabulü ile;
-43.833,17 PSD li gelirin onay tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
-2.130,95 TL tedavi giderinin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
-2.925,20 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
-Tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödeneğinde fazlaya ilişkin talebinin reddine,” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın tamamen reddi gerekirken, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan kusur ve hesap raporuna yönelik itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkil Bakanlığın meslek hastalığının meydana gelmesinde kusurunun olmadığını belirtilerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, meslek hastalığına dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.