Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9795 E. 2023/9896 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9795
KARAR NO : 2023/9896
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/639 E., 2023/235 K.
KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde hizmet tespiti davasında davanın reddine dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kurumda … sigorta sicil numarası ile işlem gördüğünü, müvekkilinin ilk çalışmaya başladığı … ve Oğulları unvanlı işyerine ait işe giriş bildirgesinde isminin … olarak yazılması nedeniyle … 8. İş Mahkemesinin 2003/470 E.sayılı dosyasından açılan davanın yargılaması sonucunda … sigorta sicil numarasında geçen çalışmaların …’a ait olduğuna karar verildiğini, … ve Oğulları unvanlı işyerinin 1978 yılından itibaren … Çocuk Gereçleri İmalat San. ve Tic. A.Ş. unvanı ile faaliyetine devam ettiğini, davacının da 01.01.1978 tarihinden itibaren işyerinde çalışmaya başladığını, çalışmasının 31.12.1988 tarihine kadar aralıksız devam ettiğini, ancak işveren tarafından davacıya ait işe giriş bildirgesinin … sicil numarasıyla … adına düzenlendiğini, müvekkilinin emeklilik için kuruma başvurduğunda 01.01.1978-31.12.1988 süresi çalışmalarının sigortalı olarak değerlendirilemeyeceğinin bildirildiğini, bu nedenle davalı kurumda … sigorta sicil numarasıyla işlem gören müvekkilinin … sicil numarası ile işe giriş bildirgesi verilen 01.01.1978-31.12.1988 yılları arasında süresiz ve aralıksız davalı işyerindeki çalışmalarının sigortalı hizmet olarak tespitini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, davalı işyerinin 15.01.1976 tarihi itibariyle kanun kapsamına alındığını, … 8. İş Mahkemesinin 2003/470 E.sayılı dosyasının bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, davacının işyerinde devamlı olarak hizmet akdiyle çalışmış olduğunu tanık beyanları dışında resmi, sağlıklı ve yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, ücret konusunun titizlikle araştırılmasını, kurumun resmi kayıtlarının incelenmesini, sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

Davalı Tasfiye Halinde … Gıda Ür. İmalat San. ve Tic. A.Ş. vekili; davacının iddialarının 1978 yılının ilk 4 ayı dışında gerçek dışı olduğunu, iddialarının hak düşümü nedeniyle dinlenemeyeceğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava dosyasında … yada … sicil numarası ile … ya da … adına verilmiş işe giriş bildirgelerinin mevcut olmadığını, SGK kayıtlarında 1978 yılının 1 ve 2. dönemlerinde … sicil numarası ile … adına toplam 105 gün çalışmanın 15.04.1978 tarihinde de işten çıkışın olduğunun görüldüğünü davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli, E.2007/88, K.2015/545 sayılı kararıyla Kurum kayıtlarında geçen 01.01.1978-15.04.1978 tarihleri arasındaki çalışmalar nedeniyle davacı tarafın tespitinde hukuki menfaat bulunmadığından bu sürelere yönelik davanın reddine davacı tarafın Kurum kayıtları dışındaki hizmet süresi yönünden çalışmalarını kesin ve net olarak ispat edemediğinden anlaşılmakla sabit olmayan talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 12.10.2017 tarihli ve E.2016/3995, K.2017/7697 sayılı kararında; “…Somut olayda, mahkemece, davalı şirkete ait … sicil numaralı işyerinden 1978/1-2. dönemlerde toplam 105 gün … sigorta sicil numarası ile … adına yapılan bildirimlerin davacıya ait olduğu kabul edilerek hak düşürücü sürenin oluşmadığı yönünde yapılan değerlendirme yerinde ise de söz konusu hizmetlerin yeniden tespitinin yapılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı yönünde yapılan değerlendirme hatalı olmuştur. Dosya kapsamından ve … 8. İş Mahkemesinin 2003/470 Esas ve 2005/679 Karar sayılı dosyasında toplanan delillerden … adında bir kişinin bulunmadığı ve … adına … sigorta sicil numarası ile davalı işyerinden yapılan bildirimlerin davacıya ait olduğu sabit olup bu hizmetlerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu açıktır.

Buna göre de, davacının 01/01/1978-31/12/1988 tarihleri arasında davalı işyerinde geçtiğini iddia ettiği çalışmaları bakımından araştırmanın genişletilmesi gerekmektedir.

Yapılacak iş, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, … sicil numarası ile 1974 ve 1976 yıllarında Aşır Maviş adına yapılan hizmet bildirimlerinin bulunduğu ve davacının Aşır … adında bir kardeşinin olduğu anlaşıldığından davacının kardeşi Aşır …’un da tanıklığına başvurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” gereğine işaret edilerek söz konusu karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli, E.2018/7, K.2021/267 sayılı kararı ile bozma sonrası dosya yeniden ele alınmış, yapılan incelemede usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yukarıda belirtilen Yargıtay bozma ilamında yer alan gerekçelerle gerekli tahkikat yapılmış, tanıklar dinlenilmiştir. Bilirkişi incelemesi neticesinde alınan rapor ile mevcut deliller dikkate alındığında davacının davalı bünyesinde çalışma yaptığının açık, şüpheye mahal vermeyecek ve yeterli şekilde ispatlanamadığı ve tespit edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

C. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 04.10.2021 tarih ve E.2021/7253, K.2021/11495. sayılı kararında; “…Yukarıda tarih ve numarası verilen bozma ilamında, eksik araştırma yapıldığına dikkat çekilerek davacının çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarının alınması gerektiği belirtilmiş ise de bu yönüyle yeterince inceleme yapılmamış olması nedeniyle bozma ilamının kısmen yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

Bu nedenle belirtilen şekilde araştırma yapılarak tespit edilecek tanıkların beyanları alınmalı, beyanı alınan tanıkların kamu tanığı niteliği taşıyıp taşımadıklarının denetimi için hizmet cetveli veya ilgili adresteki vergi kayıtları celbedilmeli, davacının kardeşi olup tanık sıfatıyla beyanı alınan … …’un sigortalı çalışmalarına ilişkin dava açıp açmadığı araştırılmalı, toplanan deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir.” gereğine işaret edilerek söz konusu karar bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … bozma sonrası dosya yeniden ele alınmış, yapılan incelemede usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yukarıda belirtilen Yargıtay bozma ilamında yer alan gerekçelerle gerekli tahkikat yapılmış, davacının çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu işyerlerini tespit edilmesi için gerekli müzekkereler yazılmış, ancak komşu işyeri ve dolayısıyla komşu işyeri tanığı da tespit edilememiş, ayrıca davacının kardeşi olup tanık sıfatıyla beyanı alınan … …’un sigortalı çalışmalarına ilişkin dava açmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı ile mevcut deliller dikkate alındığında davacının davalı bünyesinde çalışma yaptığının açık, şüpheye mahal vermeyecek ve yeterli şekilde ispatlanamadığı ve tespit edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ilk bozma öncesi dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, 2 nci bozma sonrası dinlenen … …’un ifadesi ile de bu çalışmaların davacıya ait olduğunun tespit edildiğini, toplanan delille ve dinlenen tanık anlatımları ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci, 438 inci maddesinin yedi, sekiz, dukuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi,

3. Değerlendirme
1.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79, 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesidir. 506 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.

2.Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 12.07.2006 tarihli, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).

3.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No.

351 …, 1974, sayfa 395 vd.)

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut davada, davacı davalı işyerinden … sigorta sicil numarası ve … adı ile 1978/1-2. dönemlerde 105 gün bildirimi yapılan davacının 01.01.1978-31.12.1988 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bozma gereğinin yerine getirilmemiş, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 2. bozma öncesi ifadesi alınan davacının kardeşi … …’un ifadesinde “…kardeşinin 1972 yılında tahminen 3. ayda işe başladığını, 1983 yılında işten ayrıldığını, kendisi ayrıldıktan sonra kardeşinin çalışmaya devam ettiğini…” beyan ettiği, bu beyanda kardeşinin tanıktan önce mi ayrıldığı, çalışmaya devam mı ettiğinin anlaşılamadığı, bu çelişkinin giderilmediği, 2. bozma sonrası komşu işyeri araştırması yapıldığı ancak sonuç elde edilemediği, davacının kardeşi …’un dava açmadığının tespit edilmesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
3.Mahkemece; yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında irdeleme yapılarak, dava konusu 1978/1-15/04/1978 arası dönem 105 günlük çalışmanın, … işyeri sicil nolu işyerinden … sicil nosu ile … adına olmak üzere davacının kardeşi … …’un … aynı sicil nosu ile hizmet cetvelinde gözüktüğü anlaşıldığından, bu dönem yönünden verilecek kararın … …’un da hak alanını ilgilendirdiğinden, … …’un HMK’nın 124 üncü maddesi dikkate alınmak suretiyle husumet yöneltmesi için mehil verilmeli; gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, davacının açtığı ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılan İstanbl 8. İş Mahkemesinin 2003/470 E., 2005/679 K. sayılı dosya içeriği de gözetilerek yapılacak değerlendirme ile sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.