Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9602 E. 2023/11115 K. 13.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9602
KARAR NO : 2023/11115
KARAR TARİHİ : 13.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1038 E., 2023/1377 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Soma İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/433 E., 2022/489 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ilkokulu bitirdikten sonra ağabeyi …’nın Soma Sanayi Sitesinde bulunan … Oto Lastik Kaplama isimli işyerinde önce çırak olarak, askerden döndükten sonra da kalfa olarak çalıştığı, daha sonra Balıkesir iline giderek …’a ait lastik kaplama işi yapan işyerinde 1 yıl kadar çalıştığı, davacının ilk sigorta girişinin 1999 yılıda …’a ait işyerinde yapıldığı, Balıkesir’den sonra davacının yeniden Soma ilçesine dönerek 2000 yılından itibaren yeniden ağabeyi …’ya ait işyerinde çalışmaya başladığı, 2003 yılında …’nın yanında çalışmakta iken iş kazası geçirdiği ve yaklaşık 1 yıl boyunca çalışmadığı; 01.01.2005 tarihinde yeniden …’ya ait işyerinde çalışmaya başladığı, 15.03.2010 yılında kadar ücretli ve kesintisiz olarak …’ya ait işyerinde çalıştığı, sadece 2005 yılında 3 gün, 2006 yılının 1., 2., 3. ve 4. aylarında 30’ar gün olmak üzere toplam 123 gün başka bir işverenin yanında (…Kömür Temizlik Ltd. Şti)’nde sigortalı olarak gösterildiği, davacının hiç bir zaman …Kömür Temizlik Ltd. Şti’nde çalışmadığı, ağabeyi tarafından davacının sigorta primlerinin ödenmediği iddiasıyla 01.01.2005 – 15.03.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP
Fer’i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; 2005 ve 2006 yıllarında …Köm. Tem. Ltd. Şti. unvanlı şirket işyerinden 123 günlük bildirimi olduğu, davalı iş yerinden bildirimi bulunmadığı, kamu düzenine ilişkin davada resmi belgelerle ispat edilmesi gerektiği, hak düşürücü sürenin geçtiği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı duruşmalarda özetle; kardeşinin yanında çalışmadığı, sadece hasta olduğu için kendisine yardımcı olmak adına gün içinde bir kaç saat yanına geldiği iş yerinde oyalandığı ve ardından kendisine bir miktar harçlık verip yolladığı savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından; davacının, hizmetinin geçtiği son yılı 2010 yılı olarak beyan ettiği ve davanın 2014 yılında açıldığı gözetilerek, davanın 5 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı, dava edilen dönemin tamamı için, farklı tarihlerde ve farklı sürelerle çalışan tanıklar ile komşu işyeri çalışanı ve kamu tanıklarının beyanlarından özellikle …, …, …, …, … ve …’nın beyanlarının; davacının davalı işyerindeki eylemli çalışma olgusunu ispata yeter derecede olduğu, davacının, 29.12.2005 – 30.04.2006 tarihleri arasında …Kömür Temizlik Ltd. Şti. ya da başka bir işyerinden bildiriminin bulunmadığı, yanlızca davalıya ait iş yerinden bildiriminin bulunduğu görülmekle, bu sürenin dışlanması gerektiği, dava dilekçesinde ücret düzeyi ile ilgili bir iddia ileri sürülmediği ve tanıklarında bu konuda bilgilerinin olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4501199704340 sigorta sicil nolu davacı …’nın, davalı …’ya ait 1022688.45.01 sicil sayılı iş yerinde, 01.01.2005 tarihinden 15.03.2010 tarihine kadar; 01.01.2005 – 28.12.2005 tarihleri arasında 357 gün, 01.05.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında 240 gün, 01.01.2007 – 30.06.2007 tarihleri arasında 180 gün, 01.07.2007 – 31.12.2007 tarihleri arasında 180 gün, 01.01.2008 – 30.06.2008 tarihleri arasında 180 gün, 01.07.2008 – 31.12.2008 tarihleri arasında 180 gün, 01.01.2009 – 30.06.2009 tarihleri arasında 180 gün, 01.07.2009 – 31.12.2009 tarihleri arasında 180 gün, 01.01.2010 – 15.03.2010 tarihleri arasında 75 gün olmak üzere toplam 1.752 gün daha asgari ücretle çalıştığının ve bu tarihler arasında sigortalı gösterilmeyen çalışmalarının sigortalılığından sayılıp sigortalı hizmetleri ile birleştirilmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
Fer’i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan tespitler tümüyle tanık beyanlarına dayanmakta olup tanık beyanları arasında bir bütünlük bulunmadığı, farazi hesaplamalar yapıldığı, fer’i müdahil olarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları iddiasıyla İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık …’ın, davalının komşusu olup aynı iş ile uğraştığı, davacının 5-6 yıl davalının yanında çalıştığına ilişkin beyanı dikkate alındığında, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı, ayrıca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Fer’i müdahil Kurum vekili istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz isteminde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının davalı işveren nezdinde hizmet akdine dayalı olarak 01.01.2005 – 15.03.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespiti davasıdır.

2.İlgili Hukuk
1. Anayasa’nın 60 ıncı maddesi şöyledir:
“Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. / Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.”

2. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, anılan Kanun’un yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanun’un Geçici 20 nci maddesine göre oluşturulan sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirileceği ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı davaya konu sürenin bir kısmı itibariyle 506 sayılı Kanun’un mülga 2, 6 ve 79 uncu maddeleridir.

3. 506 sayılı Kanun’un mülga 2 nci maddesinin 1 inci fıkrası şöyledir:
“Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar.”

4. 506 sayılı Kanun’un mülga 6 inci maddesi şöyledir:
“Çalıştırılanlar, işe alınmalariyle kendiliğinden ‘Sigortalı’ olurlar. / Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihten başlar. / Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. / Sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz..”

5. 506 sayılı Kanun’un mülga 79 uncu maddesinin ilgili fıkrası şöyledir:
“…Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 (10 yıl 01/06/1994 tarih ve 3995 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 5 yıl olarak değiştirilmiştir) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır…”

6. 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlı Sigortası Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
“(1) Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar… sigortalı sayılırlar.”

7. 5510 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten… itibaren başlar.”

8. 5510 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin sona erdiği tarihten… itibaren sona erer.

9. 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ilgili 9 uncu fıkrası şöyledir:
“Aylık prim ve hizmet belgesi (veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi) işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.”

3. Değerlendirme
1.506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği, anılan Kanun’un 2 nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6 ıncı maddesi gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği ise, anılan Kanun’un 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendine göre hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılmakla ve 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi uyarınca çalışmaya başladıkları tarihten ibaren edinilir. Söz konusu sigortalılık niteliği anılan Kanun’un 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi uyarınca hizmet akdinin sonlandığı tarihte sona erer.

2. Anayasa’nın 60 ıncı maddesinde yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.

3. Somut olayda davacı ile davalı işveren arasında kardeşlik ilişkisi bulunmakta olup davacının, davalı işverene ait iş yerinden herhangi bir sigortalı bildirimi bulunmamaktadır. Davalı işverenin, kardeşinin sosyal güvenlik hakkından mahrum olmasını istemesi hayatın olağan ilkelerine uygun olmadığından 506 sayılı Kanun’un 2 ve 6 (5510 sayılı Kanun’un 7 ve 9) maddelerinde öngörüldüğü şekilde hizmet akdine dayalı olarak eylemli ve gerçek biçimde çalışma kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir. Ne var ki dinlenen tanıkların davacının çalışma süresini belirlemeye yeterli açık beyanları bulunmamaktadır. Tarafların diğer kardeşi bordro tanığı … ile anneleri …’nın beyanları da birbirleriyle ve kendi içinde çelişkili niteliktedir. Üstelik davacının talebe konu dönemin öncesinde bir kaza geçirdiği ve tanık …’ın beyanına göre rahatsızlığı bulunduğu iddia edilmektedir.

4. Mahkemece, davacının hangi işi yaptığı ve yaptığı işe göre geçirdiği kaza nedeniyle çalışmasını engelleyen rahatsızlığı bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmalıdır. Ayrıca iş yerinde araç lastik onarım işi yapıldığı nazara alınıp davalı ile iş ilişkisi içinde olanlar da dahil olmak üzere komşu iş yeri işverenleri ile bordrolara geçmiş çalışanları belirlenerek tanık olarak bilgi ve görgülerine başvurulmalıdır. Böylece yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak davacının çalışması bulunup bulunmadığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

5. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.