Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9551 E. 2023/9303 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9551
KARAR NO : 2023/9303
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/118 E., 2023/131 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Kurum işleminin iptali istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili özetle; davacının 506 sayılı Kanun gereğince tahsis işlemlerini tamamlayıp 01.11.2008 tarihi itibariyle emekli olduğunu, emekli olduğu dönemde vergi kaydının bulunması dolayısıyla, 14.935,34 TL borcun aslı 2.119,05 TL, faiz olmak üzere 16.954,39 TL 31.05.2011 tarihine kadar olan süre için borç tahakkuk ettirildiğini, borcun ödenmediği takdirde icra takibi ve yasal yollara başvurulacağının davalı Kurumca bildirildiğini, 24.02.2004 tarihinden itibaren vergi kaydı bulunması gerekçe gösterilip 01.10.2008-23.03.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun’a göre Kurum sigortalısı kabul edilerek, bu tarihler arasındaki 506 sayılı Yasa’ya tabi yaşlılık aylığının iptal edilip yapılan ödemelerin iadesi talep edilerek tahsil edildiğini, 1479 sayılı Kanun primlerinin de talep edilip tahsil edildiğini, yapılan bu işlemin iptal edilmesi için davalı Kuruma başvuru yapıldığını, davalı Kurumca 07.09.2015 tarih 6691973 sayılı yazı ile reddedildiğini belirterek, davalı Kurum tarafından 01.10.2008-01.04.2011 tarihleri arasındaki dönem için davacıdan fuzuli olarak tahsil edilen yaşlılık aylıklarına mahsuben 1.000,00 TL tahsil tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte iadesi gerektiğinin tespitine, yine davalı Kurumca 01.10.2008-23.03.2011 tarihleri arasında fuzuli olarak tahsil edilen 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b primlerine mahsuben 1.000,00 TL’ nin tahsil tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Yasa mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava açmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, davacının dava açmadan önce 6552 Sayılı Yasa gereğince, Kuruma müracaat etmediğinin tespiti halinde muaraza mevcut yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 0398600850 Bağ-Kur sicil No.lu davacı …’ın 1479 Sayılı Kanun’a göre 12.08.1985 tarihinden 4/b sigortasının başlatıldığı, 95/11 sayılı genelgeye göre vergi kayıtlarının başlangıç ve bitiş tarihlerine göre 4/b hizmetlerinin verilmesini talep ettiğinden tescil tarihinin başlangıç tarihi olan 14.08.1985 tarihine çekildiğini, sağlık hizmetlerinden yararlandığı için sigortalılığının 28.09.1993 tarihinde vergi bitişine göre terki yapıldığını, davacının 5510 sayılı Kanun’a göre 30.09.2008 tarihinde isteğe bağlı 4/a sigortalılığı sona ermiş, vergi kaydına göre 4/b sigortalılığı başlatıldığını, davacının 23.03.2011 tarihinde 4/a sigortalılık servisine tahsis talebinde bulunduğunu, tahsis talep tarihine göre de 4/b sigortalılığının sona erdiğini ve 4/b sigorta borcu ödettirilerek 4/b hizmetlerinin 10.08.2015 tarih ve 473551 sayılı yazıyla 4/a dosyasına gönderildiğini, diğer taraftan 5510 sayılı Kanun’un yersiz ödemelerin geri alınması başlıklı 96 ncı maddesi gereğince Kurumca işverenlere, sigortalılara, gelir ve aylık almakta olanlara, fazla ve yersiz olduğu tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler.. hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte kurumdan alacağı varsa bu alacaklardan mahsup edileceğini alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınacağını, bu itibarla fuzuli tahsil edildiği ileri sürülen miktarların ve primlerin faizi ile birlikte iadesi gerektiğinin tespitine yönelik dava konusu taleplerin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Özetle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire kararında özetle; “…mahkemece HMK’nın 297’nci maddesi kapsamında çelişki içermeyen, taraflar hakkında infazı mümkün ve usule uygun bir kısa karar ile bu kısa karara uygun şekildeki bir gerekçe yazarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup sair yönler incelenmeksizin bozma nedenidir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla özetle; davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili özetle, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 375 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.