Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9470 E. 2023/8325 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9470
KARAR NO : 2023/8325
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
FER’Î MÜDAHİL : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet ve sigorta primine esas kazanç tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı fer’i müdahil SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; emekli olan davacının, 23/04/2017 – 26/09/2017 tarihleri arasında davalı işveren yanında aylık net 2.100,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Fer’i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2018/318 – 2020/194 E.K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Fer’i müdahil SGK vekili, hizmet tespit davalarının kamu düzenine yönelik olduğundan re’sen incelemeye tabi olduğunu, yargılama ve araştırma usullerinin tazminat davalarından farklı olduğunu, çalışma olgusunun varlığının hiçbir kuşkuya yol açmayacak şekilde somut ve inandırıcı yazılı belgelerle ortaya konulması gerektiğini, bunun için davacıya ait varsa sicil dosyaları, işveren nezdindeki şahsi sicil dosyası, dönem bordroları, işe giriş bildirgeleri, aylık prim bildirgeleri, vizite kağıdı, çalıştığı işyerindeki ücret tediye bordroları, vergi kayıtları v.s. belgeler celp edilerek incelenmesi gerektiğini, tanık ifadelerine başvurulacak ise bu tanıkların davacı ile aynı işyerinde çalışan ve Kuruma intikal ettirilen 4 aylık prim bordrolarında adı görünen şahıslardan olmasına özen gösterilmesi gerektiğini, Kurumun herhangi bir kusur yada ihmalinin olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2020/1634 – 2020/2364 E.K. sayılı kararı ile ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil SGK vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine, fer’i müdahil SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Daire kararında, davacının, 15.04.1997 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, somut davada tespiti talep edilen dönemde, davacının sosyal güvenlik destek primine tabi çalışma hakkı bulunduğu, ancak davacının talebinin açık ve belirgin olmadığı anlaşılmakla; Mahkemece öncelikle davacının kurumda bulunan tahsis dosyası celp edilerek dava ile ilgili talebi net bir şekilde açıklattırılmalı, isteminin, 506 sayılı Yasa’nın 63/A maddesi kapsamında yaşlılık aylığı kesilerek tüm sigorta kollarına tabi çalışma tespiti mi, yoksa, 63/B kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmanın tespiti mi olduğu hususunun aydınlatılması ve mevzuat hükümleri uyarınca yapılacak değerlendirme sonucu hüküm kurulması gerektiği belirtilerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2023 tarihli ve 2021/782 – 2023/144 E.K. sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, 11.03.2022 tarihli duruşmada davacı vekilince “dava dilekçemizde müvekkilin emekli olduğunu, emekli maaşı alarak çalıştığını bildirmiştik, bu hali ile söylemimiz zımmen 63/B olarak değerlendirilmeliydi, bizim talebimiz Kanunun 63/B maddesi kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabii çalışmanın tespitidir ” şeklinde beyanda bulunulmuş, dinlenen tüm tanıklar ile dosya içerisinde mevcut veriler uyarınca, davacının davalı işveren tarafından işletilmekte olan otel işletmesinde mutfak bölümünde kahvaltı şefi aynı zamanda ise davacı tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilen çalışma şiftleri uyarınca joker eleman olarak çalışmalarını sürdürdüğü, taraflar arasında işçi-işveren arasında olması gereken bağımlılık unsurunun var olduğu, tanıkların beyanlarının birbiriyle uyumlu olduğu, davacının davalı işveren nezdinde çalışmalarını yaptığı tarih aralığının 23.04.2017 -26.09.2017 tarihi olduğu, iş bu tarihin ise görgüye dayalı sigortalı çalışması olan tanıklar ve bordro tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının ücreti hususunda son olarak aylık net 2100,00-TL aldığına dair iddiada bulunduğu, ücret ve ekleri konusunda ispat külfetinin davacı işçiye ait olduğu, davacı tarafından iddia edilen bu ücret tutarının gelen ücret araştırma müzekkereleri uyarınca davacının görev tanımına çok uygun ve makul olduğu hatta bildirilen emsal ücretlerin altında bir rakam olduğu ve tanık beyanlarının hep birlikte ele alınmasında, davacı tarafından bildirilen ücretin doğrulandığı ve ispat bulduğu anlaşılmakla, davacının ücretinin net 2100,00-TL ve bu tutarın brüte çevrilmesi suretiyle 2.803,36-TL olduğu kabul edilerek, davacının davasının KISMEN KABULÜ ile davacının davalı … Ürünleri Sanayi Turizm İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi adlı 1282380 sicil numaralı iş yerinde 23.04.2017 – 26.09.2017 tarihleri arasında kesintisiz olarak aylık 2.803,36 TL prime esas kazançla 506 sayılı kanunun 63/B maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalıştığının TESPİTİNE, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Fer’i müdahil SGK vekili, çalışma olgusunun yöntemince ispatlanamadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen Kurumun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı işverene ait işyerinde 23.04.2017 – 26.09.2017 tarihleri arasında aylık net 2.100,00 TL ücretle çalıştığının tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; 200 üncü maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bu madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 202 inci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça veya temsilcisi tarafından verilen belgeler olduğu belirtilmiştir.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

Bunun yanında; 6100 sayılı HMK’nın “senede karşı tanıkla ispat yasağı” başlıklı 201 inci maddesinde ise; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz” hükmü yer almaktadır.

2. Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir.

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 tarih ve 13/5 sayılı YİBK)

3. Değerlendirme
İnceleme konusu eldeki davada, davacı, 23/04/2017 – 26/09/2017 tarihleri arasında davalı işveren yanında aylık net 2.100,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece bozmaya uyularak, davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı … Ürünleri

San. Tur. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. unvanlı 1282380 sicil sayılı işyerinde 23/04/2017 – 26/09/2017 tarihleri arasında kesintisiz olarak aylık 2.803,36 TL prime esas kazanç ile 506 sayılı kanunun 63/B maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalıştığının tespitine karar verilmiş olup, hizmet tespiti yönünden verilen karar yerinde ise de, sigorta primine esas kazanç tespiti yönünden emsal ücret araştırması esas alınarak karar tesisi isabetsiz olmuştur.

Yapılacak iş; ücrete yönelik olarak yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve açıklamalar kapsamında araştırma yapılarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.