YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/917
KARAR NO : 2023/1313
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/349 E., 2022/576 K.
DAHİLİ DAVALI : …
DAVA TARİHİ : 13.08.2018
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin kurum nezdinde … sicil numarası ile çorap imalat işleri ile faaliyette bulunduğunu, davalı kurumca müvekkiline 16.12.2016 tarihi itibari ile işçi olarak çalıştığı iddia edilen …’ın işe giriş bildirgesinin çalışmaya başladığı tarihten önce verilmemesi nedeniyle …’ın sigortasız olarak çalıştığın tespit edildiğini, 2015/25 ve 2017/18 sayalı genelgeler gereği 3 yıl içinde ikinci tespit olduğu gerekçe gösterilerek müvekkil şirket aleyhine 07.03.2018 tarihli 98146397-202-3.607 sayılı yazı ile 2017/11 ve 2018/10 teşvikten yasaklama işlemi ile 46.584,00 TL asıl, 7.514,99 TL gecikme zammı olamak üzere toplam 54.098,99 TL prim borcu tahakkuk ettirildiğini, davalı kurumca yapılan işlemleri hatalı olduğunu, .. Çorap Kon. Teks İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. Ortağı ve hissedarı … olduğunu, şirketin %50 hissedarı olduğunu, …’ın şirket ortağı … ‘ın eşi olduğunu, Şirkete ait … plakalı aracın ruhsat işlemi için Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Daire Başkanlığı 2017 yılı arabayı kullanacak isimler için sigortalı işçi … ile şirket ortağı adına …’ında isminin yazıldığını, ruhsat başvuruları incelendiğinde araç şoförü ve sigortalı … ile birlikte şirketin diğer ortağı ve yetkilisi … adının bildirildiğini, …’ın eşine vekaleten şirket işlemleri için resmi ve özel kurumlarda işlem yaptığını şirkete gelen tebligatı almakta da bir beis görmediğini, PTT memuru tarafından şirketin daimi işçisi olarak yazılması hususuna hiç dikkat etmediğini, PTT memurlarının bunu genel uygulama olarak yaptığını, davalı kurumun itirazı ret ettiğini, uygulanan yaptırımların ağır olduğunu, davalı kurumun sadece beyanı ve Belediyeden gelen yazıları dikkate alarak işlem yaptığını, haklı davalarının kabulü ile yapılan işlemlerin ve itirazının reddine ilişkin işlemin iptaline davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kurum vekili, açılan davanın yersiz olduğu, kurum işlemlerinin haklı nedene dayandığını, yapılan kurum işlemlerinde herhangi bir yanlışlık ya da usulsüzlük bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2020 tarihli ve 2018/285 Esas, 2020/304 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekilince istinaf başvurusunda bulunulması Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Daire kararında somut dava dosyası incelendiğinde, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; gerekçe kısmında ‘’….davacının açmış olduğu dava neticesinde idari para cezası iptal edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Aynı konu ile farklı yargı kollarının farklı karar vermesi, hukuki güvenlik ilkesine aykırıdır. Aynı zaman da aynı konu hakkında farklı karar verilmesi Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince de; hak ihlali olarak değerlendirilmektedir. Dava bu yönü ile de redde muhtaçtır.’’ ifadesi kullanıldıktan sonra davanın kabulüne şeklinde karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı ve bu şekilde infazı kabil hüküm tesis edilmediği açık olduğundan verilen kararın isabetsiz bulunduğu, gerekçeyle hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmaksızın infaza elverişli bir şekilde hüküm kurulması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bordro tanıklarının tamamının dahili davalının, davacı işyerinde çalışmadığını, arada işyerine uğradığını beyan ettikleri, dahili davalının, eşine ait işyerine arada uğraması hayatın olağan akışını uygun olduğu, kamu tanıklarının da dahili davalıların, davacı yanında çalıştığına dair somut bir bilgi vermedikleri, Kurumun da üzerine düşen denetim yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, Kurum denetmenleri aracılığı ile dahili davanın çalıştığını tespit etmek yerine ptt tebligatını esas alarak dahili davalının çalıştıklarını karine sayarak işlem yaptıkları, dosya kapsamına göre dahili davalının çalıştığının tespit edilemediği belirtilip , gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki de giderilerek davanın kabulüne, davalı kurumca, davacı hakkında düzenlenen 2 sayı 02.04.2018 tarihli komisyon kararının iptaline, davacı şirketin 2017-11 ve 2018-10 aylar arasındaki teşvikten yasaklama işleminin iptaline, 46.584,00 tl asıl ve 7.514,99 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 54.098,99 TL prim borcu tahakkuk işleminin iptaline, karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve istinaf incelemesine ihtiyaç olduğunu, işverenin yasal süresinde 07.11.2017 tarihli ve 13.493,612 varide numarasıyla kayıtlarına giren dilekçesiyle … TC kimlik numaralı …’ın servis aracında çalışmadığını, iş görüşmesine geldiğini ancak pazarcılık yapacağını söylediğini bu sebeple hiç işe başlamadığını beyan ederek itirazda bulunduğunu, dolayısıyla davacı tarafın beyanlarındaki çelişkinin aşikar olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan tanık beyanları içlerinde çelişki barındırdığını ve gerçeği yansıtmasının mümkün olmadığnı, tanık beyanları incelendiğinde davacının şirkette çalışmalarının olduğu ve bu nedenle objektif beyanda bulunamadıklarının açıkça ortada olduğunu, bu nedenle tanık beyanları ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, kurum işleminin yerinde olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu kurum işlemine esas teşkil eden olay yönünden … isimli şahıs ile davacı işveren arasında işçi-işveren ilişkisi ve dolayısıyla iş sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak kurum işleminin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…