Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9095 E. 2023/8907 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9095
KARAR NO : 2023/8907
KARAR TARİHİ : 28.09.2023

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalı TRT ‘de 01.07.2001-24.06.2008 tarihleri arasında aralıksız hizmet akdine tabi olarak çalıştığını, işverenin davacıyı istisna akdine dayalı olarak çalıştırdığı gerekçesi ile bildirimlerini tam yapmadığını belirterek 01.07.2001-24.06.2008 tarihleri arasında davacının davalı işveren yanında hizmet akdine dayalı olarak aralıksız çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı TRT vekili, müvekkilinin hizmet akdine dayalı personel çalıştırmadığını, istisna akdi kapsamında istihdam edilen çalışanların sözleşme kapsamında süresinde bildirimlerinin yapıldığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Fer’i müdahil Kurum vekili, davacının davalı işveren tarafından 01.01.1999 tarihinden itibaren aralıklı bildirimlerinin bulunduğunu, bildirilmeyen çalışmasının bulunmadığını, kamu düzenini ilgilendiren davada re’sen araştırma ile tahkikat genişletilerek davanın her türlü delille ispatlanabileceğini, davalı Kurumun işveren tarafından yapılan bildirimlere göre kayıt tuttuğunu, müvekkili Kurumun davaya sebebiyet vermediğini belirterek aleyhe davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, davacının davalı işverene ait işyerinde 01.07.2001-23.06.2008 tarihleri arasında asgari ücretle, sürekli çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TRT ve fer’i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri, kararın eksik araştırma ve inceleme sonucu verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle, davacının talep edilen dönem aralığında davalıya ait işyerinde çalıştığının anlaşıldığını, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı TRT ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TRT ve feri müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı TRT ve fer’i müdahil Kurum vekilleri, kararın eksik araştırma ve inceleme sonucu verildiğini belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihde kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.

Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.

3.Değerlendirme
İnceleme konusu davada davacının davalı TRT’de 01.07.2001-23.06.2008 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını ancak eksik bildirildiğini belirerek tespit talep etmiş, Mahkemece, davacının dava dışı işyerlerinden yapılan bildirimler dışlanmaksızın talep edilen tarih aralığında aralıksız davalı TRT ‘de çalıştığının kabulüne karar verilmiştir. Karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.

Davacının 506 ve 4/1-a kapsamında çalışmalarını gösterir hizmet cetvelinin incelenmesinde, 22.11.2007-31.01.2008 tarihleri arasında davalı Kurumda 1011502 numarada tescilli, Elazığ adresinde bulunan dava dışı İnci Rüyam Ltd. Şti. işyerinden 69 gün, 01.02.2008-29.02.2008 tarihleri arasında davalı Kurumda 1011970 numarada tescilli, Elazığ adresinde bulunan dava dışı Harputlu Mobilya Ltd. Şti. işyerinden 30 gün bildiriminin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece, dava dışı işverenlerle davalı TRT arasında hizmet alımı ile ilgili herhangi bir sözleşme bulunup bulunmadığı ve davacının bu bildirimlerinin TRT nezdinde geçen bir çalışma ile bağlantılı olup olmadığı irdelenerek bildirimlerin TRT çalışmaları ile ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığı takdirde davacının bu bildirimlerin iptalini talep edip etmediği sorulmalı, iptalinin talep edilmemesi halinde 21.03.2019 tarihinde açılan eldeki davada isteme göre hak düşürücü süre kapsamında bir değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.