YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9048
KARAR NO : 2023/9601
KARAR TARİHİ : 12.10.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/8 E., 2023/1056 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/81 E., 2021/298 K.
Taraflar arasındaki yurt dışı borçlanma ödemesinin süresinde olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, özetle Almanya da yaşayan müvekkilinin 30.07.2019 tarihli dilekçe ile nüfusa kayıtlı olduğu Tekirdağ Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma talebinde bulunduğunu, kendisine borç ödeme cetvelinin gönderildiğini, bu yazının 15.11.2019 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, o da ödeme yapmak üzere 15.02.2020 tarihinde Türkiye’ye uçakla geldiğini, 17.02.2020 tarihi Pazartesi günü bankaya giderek ödemesini yaptığını, ancak ödemesi ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından süresinde olmadığından dolayı kabul edilmediğini, 21.02.2020 tarihli dilekçe ile yapılan ödemenin geçerli kabul edilmesini talep ettiklerini, SGK tarafından verilen cevapta, ödeme süresinin son gününün tatile denk gelmesi hakkında bir düzenleme olmadığı, bu nedenle ödeme süresini aşan her ödemenin süresinde yapılmadığının kabul edildiğini, ancak hukuki olarak bir boşluk olması halinde emsallere göre uygulama yapılmasının esas olduğunu, bu konuda emsal alınabilecek düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesinde belirtildiğini, Kurumun bu ödeme nedeniyle herhangi bir zararının söz konusu olmadığını, ancak müvekkil açısından mağduriyet yarattığını, açıklanan nedenlerle Kurum işleminin iptali ile borçlanma bedelinin süresinde ödendiğinin kabulünü ve yapılan ödemenin hizmetine işlenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, yapılan Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın kabulüne, davacının 30.07.2019 tarihli yurtdışı borçlanma talebine istinaden davalı kurum tarafından düzenlenip davacıya tebliğ edilen borç ödeme cetveli uyarınca davacının 17.02.2020 tarihinde yapmış olduğu ödemenin süresinde yapıldığının tespitine, aksine kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili, kararın eksik araştırma ve inceleme sonucu verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 4.maddesinin birinci fıkrasında; “Tahakkuk ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır.” hükmü getirilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 99 uncu maddesinde ise “Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanuni düzenlemeler bu Kanunda yapılır.
Bu kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır” düzenlemesi öngörülmüş olup, borçlanma tahakkuk cetvelinin davacı vekiline 16.11.2019 tarihinde yöntemince tebliği edildiği anlaşılmış olup, 3201 sayılı kanunun 3 üncü maddesi uyarınca tebliğden itibaren üç ay içinde borçlanma bedelinin ödenmesi gerekmekte olup, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması halinde sürenin uzayıp uzamayacağına ilişkin 5510 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanunda özel bir düzenleme yoksa da; Borçların ifasına ilişkin Türk Borçlar kanunun 93 üncü maddesinde; “İfa zamanı veya sürenin son günü, kanunlarda tatil olarak kabul edilen bir güne rastlarsa, kendiliğinden bu günü izleyen ve tatil olmayan ilk güne geçer.” düzenlemesi gereğince, borçlanma bedelinin ödenmesine ilişkin üç aylık sürenin son günü tatil gününü rastladığından takip eden ilk gün ödeme yapıldığından borçlanma bedelinin üç aylık süre içinde ödendiğine ilişkin mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı…” gerekçesi ile, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, sigortalı hakkında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yurt dışı borçlanma ödemesinin süresinde yapılıp yapılmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile, 6098 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.