Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/9003 E. 2023/9888 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9003
KARAR NO : 2023/9888
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/206 E., 2022/367 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen rücuan alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’a ait binanın inşaatında elektrik işlerinin yapılması sırasında 15.11.1999 tarihinde meydana gelen iş kazasında kurum sigortalısı İdris Yükselin geçirdiği kaza sonucu vefat ettiğini ve sigortalının hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığını ve 56840,94 TL Kurum zararı meydana geldiğini müfettiş raporunda davalı …’in asıl işveren olduğunun şirketin taşeronu olduğunun ve sigortalının taşeron firma çalışanı olup davacı Kuruma işyeri ve sigorta bildiriminin yapılmadığının anlaşıldığını ve işçi sağlı ve iş güvenliği mevzuatına davalılar tarafından aykırı davranıldığının anlaşıldığını açıklayarak davalılardan 22.736,37 TL Kurum zararının gelirin tahsis onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili; davalı … ile şirket arasında imzalanan anlaşmaya göre davalı …’in sorumluluğunun bertaraf edildiğini ve bilirkişinin bu durumu değerlendirmediğini belirtimiş ve davalı …’in kusurunun oluşmadığını istenilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Davalı … vekili; davalı …’in şirket ile davalı … arasında yapılan sözleşme ile ilgili olmadığını, davalı …’e ait binanın elektrik işlerini yapmak üzere davalı şirket ile davalılardan Cemil arasında düzenlenen sözleşmede davalı … imzası olmadığını ve davalının sözleşmeden haberdar dahi olmadığını ve şirket adına sözleşmeyi davalı …’ın yaptığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2011 tarihli ve 2008/341 Esas, 2011/398 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 22.736,37 TL Kurum alacağının gelir tahsis onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … İnşaat San Dış Tic. Ltd. Şti.’den ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınıp davacıya verilmesine, davalılar … Yıldırım’ın 1705,54 TL’den ve davalı … Yıldırım’ın 1137,03 TL’den sorumlu tutulmalarına ve bu miktar alacakların bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum ve davalılardan … ve … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.10.2013 tarihli 2013/16623 Esas, 2013/18182 Karar sayılı ilamı ile “somut olayda, davalı …’a ait bina inşaatının elektrik tesisat işini üstlenen … İnş San İç Dış Tic Ltd Şti’ne ait işyerinde işçi olarak çalışan sigortalı karşıdaki elektrik direğinden binaya elektrik çekmeye çalışırken düşerek ölür.Mahkemenin hükme dayanak yaptığı bilirkişi raporunda davalı …’un asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, bu tespitin eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönde Davalı …’un bina inşaatında sigortalı çalıştırıp çalıştırmadığı, işin tamamını bölerek devredip devretmediği, Kurum nezdinde inşaat işyeri dosyası açılıp açılmadığı araştırılmalı, sonucuna göre asıl işveren sıfatı olup olmadığı belirlenmeli, olayın meydana geldiği iş kolunda ve iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda uzman bilirkişilerden alınacak kusur raporu ile saptanmalıdır.

Diğer yandan hükme esas alındığı anlaşılan hesap raporunda davalı …’un 506 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine göre % 60 oranında sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, 10. Maddeye göre asıl işveren ve taşeronun birlikte sorumlu olacakları gözetilmeli, hakkaniyet indiriminin ise asıl işveren ve taşeronunun 10 uncu madde kapsamındaki % 100 sorumluluğuna isabet eden tutardan, sigortalının kusurunun % 50’sinden az olmayacak şekilde Borçlar Kanunu 43 ve 44 üncü maddeleri uyarınca indirim yapılmak suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmelidir.

Ayrıca dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı, ya da, hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden, ayrı ayrı, yada, sadece, birinden istemek hakkına sahiptir. Tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı, kendi, yada, murislerinin kusurları oranında sorumlu oldukları halde davalılar … ve … yönünden kendi kusurlarına isabet edenle sorumlu tutulmaları isabetli bulunmamıştır.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.07.2019 tarihli 2013/776 Esas, 2019/614 Karar sayılı kararı ile davacı SGK’nın davasının gerek mevcut dosya gerekse dosya ile birleşen … 17 İş Mahkemesinin 2016/276 Esas sayılı dava dosyasındaki talepleri yönünden kısmen kabulü ile toplam 46893,78 TL üzerinden kabulüne, bu miktarın 39788,66 TL lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen onay tarihi olan 20.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 7105,12 TL alacağın ise asıl işveren … ile alt işveren … İnşaat Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen yine onay tarihi olan 20.02.2008 tarihinden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair taleplerinin reddine karar verilmiştir.

C.Bozma Kararı:
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum ile davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.03.2022 tarihli 2021/8420 Esas, 2022/3465 Karar sayılı ilamı ile “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre davalı …’un tüm, davacı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,

15.11.1999 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemli eldeki davada; davacı kurum dava dilekçesinde, ölenin sigorta bildiriminin yapılmadığı ve 10 uncu madde uygulanmak suretiyle karar verilmesini talep etmesine ve 506 sayılı yasanın 9 ve 10 uncu maddeleri uygulanması halinde işveren kabul edilenler yönünden %87,5, üçüncü kişiler yönünden %75 oranında kurum zararından sorumlu tutulmaları gerekmesine rağmen yazılı şekilde hatalı hesap yapılarak karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. gerekçesi ile karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, gerek mevcut dosya gerekse birleşen … 17. İş Mah. 2016/276 Esas sayılı dava dosyası ile talep edilen davalıların tamamının kabulü ile 49.735,82 TL lik kısmın davalı 3 üncü kişiler …, …’ın 42.630,71 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile onay tarihi olan 20.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Kurum vekili; sigortalının vefatı ile sonuçlanan iş kazasında kendisine % 25 kusur isnat edildiğini, olayın iş yerinde elektrik çarpması neticesi meydana geldiğini, bu şekilde oluşan olayda kazalıya yüklenen kusur oranı yönünden kararı temyiz ettiklerini, söz konusu iş kazasında İş Kanunu ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ilgili maddelerine aykırı hareket eden ve güvenlik tedbirlerini almayarak tam kusurlu olan işverenin yanında sigortalıya yüklenen fahiş kusur oranı nedeniyle Kurumun rücu hakkını daraltan bu kararın kusur oranı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada rücuan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz, dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, bilirkişi raporlarına göre kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.