Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/882 E. 2023/8517 K. 21.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/882
KARAR NO : 2023/8517
KARAR TARİHİ : 21.09.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 18.12.1984 tarihinden 30.09.2010 tarihine kadar doğum borçlanması dahil ceman 25 yıl 9 ay 14 gün sigortalı hizmetinin mevcut olduğu, bu hizmete binaen davacının emekli edilip, emekli aylığı bağlandığı, emekli olduktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacı aleyhine ve 83 kişi adına sahtecilik suçundan dava açılmış olduğu, davanın seyri sırasında Mersin SGK İl Müdürlüğü tarafından davacıya gönderilen 15.10.2014 tarih N.K 60802954/900.1.0003-2012/5020673 sayılı borç bildirim belgesinde, davacının … Şirketindeki sigortalılık hizmetinin geçersizliğine istinaden emeklilik işleminin iptal edilerek yersiz ödenen emekli aylıkları ve sağlık ödemelerinin faizleri ile birlikte iadesi telep olunmuştur. SGK’nin 20.10.2014 tarihinde tebellüğ edilen borç bildirim belgesine itirazımızı içeren hizmet süresinin iptali ile bu süreye ait emekli maaşı ve sağlık giderlerinin faizi ile birlikte istenmesi işleminin bir karara dayanmaksızın sadece müfettişlerin kanaatlerini bildirdikleri raporlara dayanarak, davacının iş yeri ile ilişisinin sahte olduğunun kabulü ve emeklilik işleminin iptaliyle, davacının borçlandırılması yasalara aykırı olduğundan işlemin kaldırılmasının talep edilmesine rağmen, iptalin sebebi olarak müfettiş raporları gönderildiği, roporlar incelendiğinde, davacının 264 iş gününün iptal edildiği ve emekliliğinin geçersiz sayılarak ödenne maaş ve sağlık giderlerinin faizi ile birlikte iadesi isteminin haksız olduğunun tespit edildiğini, davacının 31.10.2009 ile 08.12.2009 tarihleri arasında makineci olarak çalıştığı, Ev Yapı Ev Tekstil ve Konfeksiyon San. Dış Tic. Ltd. Şti. kapanınca işten ayrıldığı, aynı kişiler … Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını davacıyı makineci olarak yeniden işe çağırdıklarını, davacı 16.01.2010 tarihinde işe başlamış ve 30.09.2010 tarihinde de emeklilik müracatında bulunarak işten ayrıldığını, davacının söz konusu şirkette 8 ay 14 gün çalıştıktan sonra 01.10.2010 tarihinde SGK’ye başvurarak doğum borçlanması talebinde bulunduğunu, başvuru incelenip davacıya eksik olan hizmeti akrşılğında 8 ay borçlanması gerektiğinin bildirilmesi üzerine davacının SGK’nın tespit ettiği meblağı yatırmış olup, SGK tarafından emekli edlidiği, davacı … Şirketinde makineci olarak çalışmakla birlikte büroda da kısa süreli hizmetler için görevlendirildiğini, denetim yapıldığı günlerde, raporda belirtilmemiş olduğundan denetim davacının emekli olduğu dönemde yapılmış olabileceği gibi davacının çalışma döneminde yapılmış olsa dahi büroda görevli güne raslamış olabileceğin bu hususun incelenip açıklığa kavuşturulmadan davacının sigorta süresinin sahteliğinin kabulü kanuni dayanaktan yoksun olduğunu SGK denetçileri taarfından düzenlenen 05.01.2012 tarih 18 sayılı ve 31.01.2014 tarih, 68 sayılı raporlarında ise davacının denetim günü dikim atöleyede olmadığının saptandığı gerekçesiyle 264 iş gününün silinmesi fiilen iş yerinde çalışan davacının müktesep hakkının ihlali olduğunu, ayrıca, SGK denetmenlerinin 05.01.2012 tarih 18 sayılı raporu, davacının emekli olduğu tarihten 2 yıl sonraya isabet ettiğini, 31.01.2014, 68 sayılı raporun ise davacını emekli olduğu tarihten 4 yıl sonra düzenlendiği, dikkate alındığında, davacının emekliliğinin iptali işleminin 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra gerçekleştiğini, davacının iş yerinde fiilen çalıştığının, SGK denetçilerinin yaptığı denetim sırasında davacının iş yerinde bulunma sebebinin ve iptal işleminin zaman aşımı süresinden sonra yapıldığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili Mersin (Kapatılan) 6. İş Mahkemesinin 2016/127 Esas, 2016/322 Karar sayılı dava dilekçesinde özetle; davacının 18.12.1984 tarihinden 30.09.2010 tarihine kadar 25 yıl 9 ay 14 gün sigortalı hizmetinin olduğu, bu hizmete binaen davacının emekli edilip, emekliği aylığı bağlandığı, Mersin SGK İl Müdürlüğünün davacıya borç bildirim belgesi gönderdiği, davacının Burgas Şirketindeki sigortalılık hizmetinin geçersizliğinden dolayı emeklilik işleminin iptal edilerek yersiz ödenen emekli aylıkları ve sağlık ödemelerinin faizleriyle birlikte iadesi talep olunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 20.10.2014 tarihinde tebellüğ edilen borç bildirim belgesine itirazı içeren ve süresinde verilen 27.10.2014 tarihli dilekçede hizmet süresinin iptali ile bu süreye ait emekli maaşı ve sağlık giderlerinin faizi ile birlikte istenmesi işleminin; bir karara dayanmaksızın sadece müfettişlerin kanaatlerini bildirdikleri raporlara dayanarak, 264 gün işgününe tekabül eden sürede davacının, işyeri ile ilişkisinin sahte olduğunun kabulü ve emeklilik işleminin iptaliyle, müvekkilimin borçlandırılması yasalara aykırı olduğundan Kurumdan işlemin kaldırılmasını talep ettikleri, müfettiş raporlarında davacının 264 iş gününün iptal edildiği ve emekliliğinin geçersiz sayılarak ödenen maaş ve sağlık giderlerinin faizi ile birlikte iadesi isteminin haksız olduğunu, denetim yapıldığı günlerin raporda belirtilmemiş olduğu, denetimin davacının emekli olduğu dönemde yapılmış olabileceği, SGK deneticileri tarafından düzenlenen 05.01.2012 tarih, 18 sayılı ve 31.01.2014 tarih, 68 sayılı raporlarda, davacının denetim günü atölyede olmadığının saptandığı gerekçesiyle 264 iş gününün silinmesinin fiilen işyerinde çalışan davacının hakkının ihlali olduğu, ayrıca SGK denetmenlerinin 05.01.2012 tarih, 18 sayılı raporu davacının emekli olduğu tarihten 2 yıl sonraya isabet ettiği, 31.01.2014 tarih 68 sayılı raporun ise davacının emekli olduğu tarihten 4 yıl sonra düzenlendiği, davacının emekliliğinin iptali işleminin 1 yıllık zaman aşımı süresinden sonra gerçekleşmiş olduğu, rapor tarihleri denetimin, davacının emekli olduğundan sonra yapıldığını bu nedenle davacının iptal edilen 264 iş gününü fiilen çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Kurumda 2205185417 tahsis numarası ile aylık almakta iken Kurumdan sosyal güvenlik denetmenlerince hazırlanan 05.01.2012 tarih, 18 sayılı rapor ile Burgas Teks. San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’ne ait 1074934 sicil numaralı Mersin ilinde kayıtlı iş yerinde sahte sigortalılık bildirimi yapıldığı tespit edildiğini, bu iş yerinde geçen sigortalı hizmetleri iptal edilerek, hizmet süresi 4754 gün olarak güncellendiğini, yaşlılık aylığı bağlama şartlarından biri olan 5000 gün 4/a hizmeti bulunmadığından, hak etmediği emeklilik hakkıda iptal edildiğini, davacıya 15.10.2014 tarih, 5020673 sayılı borç bildirim belgesi 22.10.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı süresi içinde ne bu borç bildiriminin iptali için idari yargıya da başvuruda bulunmadığını, bu nedenle bu aşamda hizmet tespiti talebi hakkın kötüye kullanıldığını, hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılan davanın reddi gerektiğini, emeklilik aylığının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali içinde süresinde dava açılmadığını, davacının tüm bu süreler geçirildikten sonra bu aşamada hizmet tespiti davası açmasında hukuki yarar olmadığını, Kurum Sosyal Güvenlik Denetmeninin görevlendirilmesi neticesinde; tanzim olunan 29.04.2010 tarih ve 29.07.2011 sayılı raporda, (davacının da içinde bulunduğu) kanuna göre sigortalılık nitelikleri taşımadıkları halde iş yerinden gerçeğe aykırı olarak bildirim yapıldığı tespit edildiği, fiili çalışma olmadığı halde sahte olarak hizmet kazandırıldığının tespit edildiği, “hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında fer’i müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme ile Kurumumuzun hizmet tespiti davalarında işverenle birlikte zorunlu dava arkadaşı olması durumu kaldırılarak, Kurum yönünden kendine özgü feri müdahil statüsü getirildiği, Fer’i müdahillik sıfatına rağmen Kurumun davalı olarak gösterilmesine karşı husumet itirazında bulunduğunu, davalının müvekkil Kurum açısından husumetten reddini talep ettiklerini, HMK 66 gereğincede artık fer’î müdahalede bulunacak üçüncü kişi hakkında, hakkının veya borcunun derdest bir davanın neticesine bağlı olması değil, hukuki yararının bulunması şartı arandığından, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; “A-Asıl davanın reddine,
B-Birleşen davanın reddine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının yeterli inceleme yapılmadan ve eksik gerekçe ile verilmiş olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada istinaf mahkemesi kararında belirtilen eksikler tamamlanmak üzere müvekkil isticvap edildiği, müvekkilin çalıştığı işyerine ilişkin bilgiler için SGK ve vergi dairelerine müzekkere yazıldığı, dinlenmesi gerektiği halde dinlenmediği belirlenen tanıklar dinlendiği, tanıkların beyanları ile de sabit olduğu üzere müvekkil Burgas Tekstil’de fiilen çalıştığı, ancak ilk derece yargılamasında tüm bu deliller değerlendirilmeden ve bu delillere itibar edilmeden yeniden davanın reddine karar verildiği, söz konusu gerekçede tanıkların beyanlarına ne sebeple itibar edilmediği ya da diğer bilgi ve belgelere ne sebeple itibar edilmediği, müvekkilin beyanlarını doğrular nitelikteki vergi dairesi ve SGK kayıtlarına ne sebeple itibar edilmediği hususlarının hiçbirinin değerlendirilmediğini, bu hususun tek başına bozma sebebi olduğunu, İlk Derece Mahkemesince istinaf mahkemesinin kaldırma kararı üzerine verilen ikinci kararda müvekkilin dava konusu edilen dönemde Burgas Tekstilde çalışması olduğunu ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, dosya kapsamında dinlenen ve Burgas Tekstil iş yerinde fiilen çalışan SGK tarafından yapılan denetimde de hak kazanımları iptal de edilmeyen tanıklar müvekkili tanıdıklarını ofiste çalıştığını, çay kahve sekreterlik işlerini yaptığını açıkça beyan ettikleri, duruşmada müvekkili teşhis de ettikleri, bunun dışında davalı Kurumun raporu dışında müvekkilin çalışmasının gerçek olmadığını gösterir somut bir delil de olmadığı, davalı Kurumun yaptığı denetim esnasında müvekkilin atölyede olmamasının sebebinin ofis kısmında olması olabileceği de bu beyanlarla açıkça ortaya konduğu, buna rağmen bu hususların dikkate alınmadığı mahkeme kararı hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekili istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
Eldeki dava dosyası incelendiğinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen hükmün eksik araştırmaya dayandığı görülmektedir. Davacının davalı şirkete ait büro iş yerinde çalıştığını beyan ettiği anlaşılmakla, davalı şirketin büro iş yerinde çalışan kişiler ile davacıdan önce büroda çay, kahve vb. işleri yapmakla görevli kişinin kim olduğu tespit edilerek, bu kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, davalı işverenden elektrik ve su abonelik numaralarını bildirmesi istenmeli ve ilgili kurumlardan su-elektrik tüketimi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, davacının zaman zaman da atölyede çalıştığına dair beyanı karşısında, uyuşmazlık döneminde atölyede çalışan ve hizmeti iptal edilmeyen bordrolu tanıklar dinlenmek suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.